"Ölmeli bey...Bu namussuz dünyada ölmeli..."
"Ölmek kolay yavrum. Marifet yaşamalı da bunların sonunu görmeli."
"Bilmem ki beyim...Biz görmeyiz...Ummam... Biz, işte böyle gebeririz. Gözümüz arkada kalır."
"Orası belli olmaz. Şu Nâzım Bey yok mu? Bir kitaba ne yazdı biliyor musun? 'Derya dediğin uyur uyanır' yazdı.
Sayfa 320 - İthaki Yayınları, 10.Baskı ~Murat Bey ile SeferKitabı okudu
Mapushanede yazdan kışa girmek de, kıştan bahara çıkmak da insanı manen yıpratan bir şeydi. Dünyada vuku bulan esaslı değişiklikler, mahpuslara, hürriyetsizliği daha gaddarca hatırlatıyordu.
Tözey, şuanda, elbette hakikaten seviyordu. Ah bu orospular... Bir gün baştan aşağı yürek kesilirler. Elli, ayaklı, çarpuk burunlu kocaman ve öfkelenmeye ve ağlamaya hazır siyah gözlü bir yürek... Bir gün baştan ayağa nefret ve usanç olmuşlardır.
"Mahpuslar bir çeşit akraba oluyorlar. Burası sanki Ay'dır. Biz başka cins mahluklarız. Belki de bunun için arkadaşlar dışarı çıkınca derhal yabancılasıyorlar."