Hindu kozmolojisinde dünya düzeni neredeyse tasavvur edilemeyecek enginlikte, milyonlarca yıllık değişmez döngülerin denetimindeydi. Krallıklar çöker, evren yıkılır, ama sonra yeniden kurulur ve yeni krallıklar yükselişe geçerdi.
Samanyolu Galaksisi' nin kozmoloji referans çerçevesine göre net hızı yaklaşık 600 km' dir. Yer kürenin fon ışınımına göre ölçülen gerçek hızı 400 km/sn civarındadır. Galaksimizin hızının daha büyük olmasının nedeni, Dünya' nın Güneş' e göre hızının (30 km/sn), Güneş' in galaksi çevresindeki hızının (220 km/sn) ve Samanyolu' nun yerel grup içinde Andromeda Galaksisi' ne doğru olan hızının (50 km/sn) ölçümlere girmesidir. Tüm Virgo Süperkümesi' nin de güney gökkürede yer alan ve 'Büyük Çekici' adı verilen dev bir galaksiler topluluğuna doğru yaklaşık (400 km/sn) hızıyla yol aldığı bulundu.
"Ptolemaios'un kuramına göre, her şeyin çevresinde dolandığı tek bir merkez vardı: Dünya. Kopernik ise Dünya'nın Güneş, Ay'ın da Dünya çevresinde dolandığı başka bir seçenek önermiş, ancak bu fikir iki hareket merkezi gerektirdiğinden geleneksel kozmologlarca saçma bulunmuştu. ama işte burada, bu sessiz Ocak gecesinde Jüpiter'in ayları çoklu merkezlere kanıt sunmaktaydı: Koca kırmızı gezegenin çevresinde dönüp duran bu dev kayalar, aynı zamanda göksel kürelerin yüzeyinin de birer parçası olamazdı. Dünyanın eşmerkezli yörüngelerin merkezinde oturduğunu ileri süren Ptolemaios modeli böylece yıkılmış oluyordu. Galileo'nun keşfini anlattığı Sidereus Nuncius adlı kitabı, 1610 Mart'ında Venedik'te baskıdan çıkarak adını dünyaya duyurdu."
‘ Evreni bizden yana ya da bize karşı diye yorumlamamalıyız. Bize karşı kayıtsız davranıyor.
Hepsi bu. ‘ s. 263
Dünyamız, evrenimiz, kimyamız, tarihimiz,…
(ortaya karışık ;) ) ile ilgili bir kitap tavsiye etmem gerekseydi, sanırım bu nefis kitap olurdu!
İlk on kitabımın arasında artık!
İçeriğinde, zaman ve mekan, içinde
"Pisagor ve Pisagorcular astronomi tarihinde de, fazla kritik olmamakla birlikte, görmezden gelinemeyecek bir rol oynamıştı. Dünyanın küre şeklinde olabileceğini ilk düşünen onlar olmuştu(muhtemelen kürenin bilinen üstün birtakım matematik-estetik özellikler yüzündendi). Ayrıca gezegenlerin, Güneş'in ve Ay'ın kendi etraflarında bağımsız olarak döndüğünü ve bu dönüşün batıdan doğuya doğru olduğunu, yani sabit yıldızların(görünürdeki) gündelik rotasyonlarına ters bir yönde döndüklerini ilk söyleyenler de muhtemelen onlardı."
"Kepler ve Newton, Güneş Sistemi'ndeki gezegenlerin eliptik yörüngeleri olduğunu keşfetmişti -oysa bu eliptik yörüngeler, iki bin yıl önce(M.Ö. 350'de), Yunanlı matematikçi Menaikhmos'un incelediği elips şekillerin ta kendisiydi!"