Hayatıma tek bir kitapla devam etmek zorunda kalsaydım kesinlikle
Kürk Mantolu Madonna ‘yı seçerdim. Bu benzersiz kitabı ilk defa okumadım son da olmayacağına adım kadar eminim. Hayatımın kötü bir dönemini yaşarken ilk defa okumuştum. Şimdi yeni hislerimle tekrar elime almak istedim ve ne kadar kusursuz olduğunu bir kez daha anladım. Her sayfadan yeni bir zevk alarak kendini okutan çok farklı bir tada sahip. Çoğu zaman okuduğum sayfayı bir kez daha okudum, anlamadığımdan değil sözcüklerin derinliğine tekrar tekrar bakmak içindi. Kitabı okurken hem Raif’i anladım hem Raif’i suçladım…demek isterdim ama diyemiyorum. Kitabın son sayfalarında onu çok suçlamak istedim ama beceremedim. Bazı şeyler olması gerektiği gibiydi belki de…Belki de o an eski arkadaşına küçük kızla ilgili gerçeği söylemesi bir şeyi değiştirmezdi ama kim bilir belki de değiştirirdi…Belki de kadın her şeyin farkındaydı sadece gerçeği Raif’in söylemesini istemişti, ama Raif ağzını açamadı, tek kelime edemedi. Maria ile geçirdiği o unutulmaz birkaç ayın getirdiği o güzel şeye bakmakla yetindi ve sonra ise hayatı asla eskisi gibi olamadı. Artık sadece bedenen yaşıyordu ruhu ise çoktan ölüp gitmişti.
Sabahattin Alinin "Kürk Mantolu Madonna" romanına serial çəkiləcəyi deyilir. Birdən baxmaq istəyərəm deyə bu kitabı nəzərdə tutduğum kitablardan əvvəl oxudum. Roman haqqında fikrimi tək bir cümlə ilə ifadə edəcəm - bədbəxt bir adamın hekayəsi. Qeydlər götürdüyümə baxmayaraq elə də bəyənmədim.
P.S : kitabın üz qabığına baxanda elə bilirsən ki, Sabahattin Ali bu şəkildən sonra öldürülüb.
"Yolumu mu beklediniz?" dedi.
"Evet."
"Bu akşam da aynı yerden geçeceğimi nasıl tahmin ettiniz? Burada çalıştığımı biliyor muydunuz?"
"Hayır, fakat ne bileyim... belki dedim.... Hatta belki de demedim, farkında olmadan aynı saatte kendimi orada buldum... Sonra siz geçerken, beni görürsünüz diye korkumdan bir kapı aralığına saklandım "
Hor görülen, değirsizleştirilen, sevgisiz bir ailenin içinde görünmez olan bir adam, görünmez Raif Efendi... Masum bir sevgi nasıl yaşanır, duyguların ağır yüküyle nasıl hayata tertemiz tutunulur bize bunları öğretecek kadar yaşanmışlığa sahip, içinde ne denli derin yaralar barındırmış, yaraları kabuk bağlamamış Raif Efendi. Sadece kendi içinde
Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım...Sabahattin Ali
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.