Oğuz Kağan, Tekfur ile her konuda anlaştı. Sonra ona Rum ve Firenk ülkelerinin durumunu, ordularını ve yaşadıkları yerleri sordu. Bu ülkelere ordu gönderecek olursa neler yapması ve nelere dikkat etmesi gerektiğini Tekfur'dan öğrenmek istedi.
Tekfur, Oğuz Kağan'a Rum ve Firenk ülkelerini şöyle anlattı: "Kanaatimce Firenk ülkesi şöyle alınabilir: Siz elçiler ile o ülkenin ileri gelenlerine değerli hediyeler gönderip onların gönlünü kazanınız. Elçiler onlara hilat giydirsin ve vergi vermelerini söylesinler. Ben de gizlice onlara, kendi elçilerimi gönderirim. Oğuz Kağan'ın ordusu çok kalabalık ve çok güçlü, derim. Güneşin doğduğu yerden buralara kadar her yeri Türk ülkesi yapmıştır. Hiçbir ülke Oğuz Kağan'ın ordusu ile savaş yapamaz. Savaş yapmadan ve ülkeleriniz harap olmadan Oğuz Kağan'ın isteklerini kabul edin. Vergi vermeyi kabul edin ve vereceğiniz vergiyi her sene gönderin. Onlar bu sözü dinleyip vergi vermeyi kabul ederler. Bu ülkeler için bence ordunun gitmesine gerek kalmayacak. Fakat Rum ülkesinde kışlaklar deniz kenarındadır. Kışlaklar, yaz aylarında çok sıcak olur. Onlar kış aylarında kışlağa inerler, sıcaklar başlayınca tekrar yaylağa çıkarlar. İlkbahar geldiğinde onlar yaylağa çıkmadan sizin ordunuz yolları bağlasın. Kışlaklarından çıkamasınlar. Kışlaklarında sıcaktan ve sinekten duramayacaklar. Sonunda teslim olacaklardır."
Kayı Han'dan sonra hâkimiyet Yıldız Han'ın büyük oğlu Avşar Han'a geçti. Oğuz Kağan'a hilafet etmek ve onun makamına oturmak Kayı Han'dan sonra Avşar Han'a ve onun evlatlarına nasip olmuştur. Öyle görünüyor ki âlem yok oluncaya kadar hanlık Avşar'ın neslinden nesline geçerek, onlar zamanın sonuna kadar hanlık yapacaklar. Ayrıca Avşar'dan sonra başka bir boya hanlık geçmedi.
...Sonra Oğuz Kağan oğullarına yurdunu paylaştırıp verdi ve onlara seslendi: "Ey oğullarım!.. Ben çok dağlar aştım, çok vuruşmalar gördüm. Çok kargı ve çok ok attım. Atla çok yürüdüm. Düşmanları ağlattım, dostlarımı güldürdüm. Ben Gök Tanrı'ya olan borcumu ödedim. Şimdi yurdumu size veriyorum." dedi.
Oğuz Kağan, yüz on altı yıl ömür sürdükten sonra dünyadan ayrılarak öbür dünyadaki makamına göç etti. Onun yerine saltanat makamına Kün Han oturdu.
...Sonra Oğuz Kağan oğullarına yurdunu paylaştırıp verdi ve onlara seslendi: "Ey oğullarım!.. Ben çok dağlar aştım, çok vuruşmalar gördüm. Çok kargı ve çok ok attım. Atla çok yürüdüm. Düşmanları ağlattım, dostlarımı güldürdüm. Ben Gök Tanrı'ya olan borcumu ödedim. Şimdi yurdumu size veriyorum." dedi.
Oğuz Kağan, yüz on altı yıl ömür sürdükten sonra dünyadan ayrılarak öbür dünyadaki makamına göç etti. Onun yerine saltanat makamına Kün Han oturdu.