o

Ortadoğu

Bütün Ortadoğu'yu ateşe veren ve Filistin'i bir kan gölü haline getiren İsrail terörünün asıl hedefi, bütün İslâm dünyası olmakla beraber, Türkiye'dir. Çünkü Arz-ı Mev'ud'un sınırları Türk topraklarından geçmektedir. Gözü bizim topraklarımızda olan böyle bir devlet ile Türkiye nasıl olur da işbirliği yapar?
Sayfa 220Kitabı okudu
Ortadoğu'daki işgaller ve soykırımlar Büyük İsrail'in kurulması içindir.
Sayfa 235Kitabı okudu
Reklam
Birinci dünya harbi ile birlikte ortaya çıkan uluslararası düzen, ulusların barış temelinde ilişkilerinin yapılandırılmasını amaçlayan kurucu bir idealizm merkezinde yapılanmıştır. 10 Ocak 1920'de İsviçre'de kurulan Milletler Cemiyeti devletler arasındaki sorunların barış temelinde çözülebilmesinia kurumsal imkanı olarak düşünülmüştür. Davet üzerine Türkiye'nin 18 Temmuz 1932'de resmen üye olduğu bu Cemiyet, idealize edilen etkinliği ve dinamizmi gösterememiştir. ABD ve Rusya'nın üye olmadığı Cemiyet, daha çok İngiltere ve Fransa'nın uluslararası çıkarlarının kurumsal hamisi olarak görev icra etme misyonunu üstlenmiştir. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisinin genel başka m Adolf Hitler'in 30 Ocak 1933 tarihinde iktidara gelmesi sonrasında Almanya, Versailles Antlaşmasını tanımayarak ülkenin Cemiyetten ayrılışı ilan etmiştir. Daha sonra 1 Eylül 1939'da Almanya'nın Polonya'yı işgali üzerine Fransa ve İngiltere Almanya'ya karşı savaş açmıştır. Böylelikle, devletler arasında ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkları barış temelinde çözülmesini öngören dünya siyasal sisteminin kurumsal yapısı kısa sürede çökmüştür.
Sayfa 32 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okudu
ABD, dünyadaki bütün İslami kurtuluş hareketlerini "terör" olarak nitelendirmektedir. Peki şimdi sormak lazımdır: ABD'nin Irak'ta yaptığı nedir? İsrail'in Filistin'de yaptığı nedir?
Sayfa 233Kitabı okudu
Erbakan
1909 yılında 31 Mart Olayı münasebetiyle irtica kavramını icat eden İttihatçı Masonlar, Sultan Abdülhamid'i tahtından indirip, Selanik'teki Alâtini köşküne hapsetmişlerdi. Sultan Abdülhamid ile aynı siyasi kaderi paylaşan Erbakan da benzer şekilde Başbakanlık'tan indirilip, siyasetten uzaklaştırılmıştır.
Sayfa 216Kitabı okudu
Müslümanların yaşamış olduğu her yerde kan vardır, gözyaşı vardır; en kötüsü çocuklar, masum insanlar hayatını kaybetmekte. dir. Bu sebepten ilk yapılabilecek yapılması gereken iş, ne pahasına olursa olsun akan kanı durdurmaktır. İslam öncesi Arap toplumlarında, Kur'an'ın da tasvip ettiği bir "Haram Aylar" uygulaması mevcut idi. Bu zaman diliminde savaş yapılmazdı. Bu örnek bugün daha fazla anlam ve önem taşımaktadır. Müslümanların, yeniden savaşın arızi bir durum olduğunu, esas olanın barış olduğunu hatırlaması, bir tek insanın haksız yere öldürülmesinin bütün insanlığın öldürülmesine eşdeğerde sayıldığının yeniden farkına varması bir tür zorunluluktur. Savaşın, şiddetin bir yaşam biçimi olmadığının bir şekilde bilinç düzeyine taşınması gerekmektedir.
Sayfa 124 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Hz. Peygamber'in vefatından çok sonraları ortaya çıkan mezhepler dinle öz- deş görülmekte; "Dört Hak Mezhep", "Kurtuluşa Eren Fırka" gibi İslam'ı mezheplere indirgeyen yaklaşımlar ne içerik, ne de tarihsel açıdan sorgulanmaktadır. Her mezhebin doğrularının yanında yanlışlarının da olabileceği, imanın ve sorumluluğun bireysel olduğu maalesef unutulmaktadır. Hem farklı mezhepler ötekileştirilmekte, hem de savunulan mezhep üzerinden şiddet üretilmekte, "tekfir" öne çıkmaktadır.
Sayfa 123 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okudu
Afganistan'ı işgal etmek için önce Dünya Ticaret Merkezi bombalandı. Sonra El-Kaide ve Bin Ladin ismi ortaya atıldı ve ağır bombardıman uçaklarıyla Afganis- tan'ı ateşe verdiler! Böylece en büyük korkuları olan Çin, İran ve Hindistan'ı kontrol etmek için üsler kurdular... Afganistan'ın işini bitirdikten sonra Irak'a yöneldiler! Afganistan'da El-Kaide ve Üsame Bin Ladin vardı. Irak'da da kitle imha silahları varmış!..
Sayfa 235Kitabı okudu
Al gülüm, ver gülüm
Türkiye'ye yapacakları askeri yardımda yüzde on indirim yapmaları; Güneydoğu'da Kürt devleti kurmalarına göz yummamızı istemeleri ve siyasi çözüm dedikleri şey, "Güneydoğu'yu Kürt devletine hediye ediniz!" anlamına gelmektedir.
Sayfa 214Kitabı okudu
Bölgenin kendine has bir diğer dinamiği ise hâlihazırda bölgenin bir gerçeği durumuna dönüşmüş olan mezhep savaşları olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim bölgede hüküm süren istikrarsızlık ve çatışma ortamında mezhep temelli bir motivasyonla insanların öldürülmesi meşrulaştırılmakta ve hatta teşvik edilmektedir. Bu durum özellikle ABD'nin Irak'ı 2003 yılında işgal etmesi ile birlikte yeni bir aşamaya girmiştir. İşgal sürecinde Irak'ın tüm idari mekanizması çökmüş ve hem etnik temelli (Arap-Kürt-Türkmen) hem mezhep temelli (Sünni-Şii) ayrışmalar üzerinden ülke ve bölge yeniden şekillendirilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak Irak, mezhep temelli radikalleşmenin bir laboratuvarına dönüşmüş durumdadır.
Sayfa 13 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okudu
74 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.