Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Affeder belki ama asla unutmaz. :D
. . Diyemedim, kadın affetmez, affetmeye çalışsa da unutmaz, unutamaz. . .
Meltem Yılmaz KayaKitabı okudu
Yıldız Tilbe
. . Ben her 8 Mart'ta kadın olmanın ağırlığını daha da hissediyorum aksine üzülüyorum yaşayamadığımız kadınlığımıza. Aptalca bir şey kadınlar günü. Reddediyorum bir günlük kadınlığı! . .
Reklam
. . Romanların açılış paragraflarını önemserim. Bir örnek: "Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir." (Anna Karenina - Lev Tolstoy) . .
Selçuk AltunKitabı okudu
.(show must go on).
Hep rahatsız, hep vicdanı azaplı birisi. Ama yine de "ekmek parası" işte; işini yapıyor Simeon. Truman'ı binbir hileyle kandırırken, başında fırtınalar koparılırken, belki içten içe suçluluk ve azap hissediyor ama işi bu; söyle, ne yapsın, devam etmek zorunda. Simeon bizim "düzene tapan" yanımız. Bir itirazıyla dünyayı değiştirebilecek iken bunu bir türlü yap(a)mayan, vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışmış milyonlarca gerçek türevinin başarılı bir temsili. O varsa gösteri devam ediyor ve bütün dünya diyor ki "gösteri sürmeli!" show must go on).(show must go on).
Hem Matrix'te hem de Truman Show'da sanal ve gerçek dünyalar arasındaki ayrım çok net. Şimdi bir adım daha ileri gidelim: Peki ya sanal dünya ile gerçek dünya iç içe geçerse ve artık dönebileceğimiz bir "gerçek dünya" kalmazsa? Fransız düşünür Jean Baudrillard'ın (1929-2007) simülasyon teorisinden bahsediyorum. İçinde yaşadığımız postmodern toplumları bu şekilde tarif ediyor Baudrillard.
Jean Baudrillard ./.Simülakrlar ve Simülasyon kitabınının yazarı (okunucaklar listemde)Kitabı okudu
İnanmadığımız hâlde vaazını verdiğimiz mevzularda, kendimizin uymadığı kuralları savunurken, gerçeküstü inançlarımızın hayatımıza yön vermesine her müsaade edişimizde aslında kendimizin Marlon yanı bize rehberlik yapıyor. Bir "mürşid" yahut "sahabe" gibi görünen Marlon, aslında "şeytanın sol bacağı". Bizi hayal dünyamıza sabitleyen, konfor alanımızda kararlı kılan, zanlarımızla korkutan, gelişmeyelim diye bazen bir altılı birayla, bazen başka rahatlatıcılarla kapımızı çalan o keyifçi, adam sendeci yanımız. Arada sırada kendimizdeki Marlon'u görebiliyor muyuz?
Sinan Canan.Kitabı okudu
Reklam
Truman Show, yahut Truman gösterisi, birçok başarılı edebi eser gibi, ağzınızın ortasına sıkı bir tokat aslında. Fakat pek üstümüze alınmıyoruz bu tokadı. Biz hep "dünyanın merkezinde olması gereken, aldatılan ve bir gün hasbelkader şansı yaver giderek o aldatmadan kurtulacak olan esas oğlan" gibi görüyoruz kendimizi. Halbuki aslında daha çok hep öbürleriyiz biz. Bu da bir film neticede; bize kendi rolümüzü unutturması belki de onun asli işlevi.....
Sinan Canan.Kitabı okudu
Kazım Koyuncu...
"Bir finduğin içuni, yar senden ayri yemem" diyen Laz uşaklarıyla, Kürtçe şarkılarla Karadeniz dağlarında fındık toplayan "Kürt işçileri güle oynaya o hasadı birlikte kaldıracaklar; Lazca şarkılarla, Kürtçe ezgilerle... Kazım Koyuncu'nun dediği gibi "Biz de öldük ama her şeye rağmen yeryüzünde şarkılar söyledik..."
Gülşen İşeri / İşçilerin HikayesiKitabı okudu
Çemberin dışına çıkıp, gerçeği görmeye cesaret eden tüm âşıklara!
Bana verilmeyenin, çok daha fazlasını vererek hayatta kalanlardanım ben. İçimdeki seni etrafa yaya yaya azalttım. Bir sabah kalktığımda bende de bitmişti artık. Sureti sen, özü bambaşka bir adam yarattım... Ya sen vardın bir zamanlar, ya ben hep kendimi kandırdım.
Meltem Yılmaz KayaKitabı okudu
"Bu hayat mı? Ben diyorum ki işçinin Kürt'ü, Türk'ü yok... Hepimiz işçiyiz ve işçilerin sorunu bitmeyecek." (Karadenizde ekmek parası için fındık toplamaya giden Kürt azınlıklı fındık işçileri.Etnik kimlik sorunu.)
Gülşen İşeri / İşçilerin HikayesiKitabı okudu
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.