Bilir misin dostum, bu sinemalar bizim Türk kadınları için ne tehlikeli bir zehirdir? Ve çünkü malum a, bizler hepimiz bir kurbağa hayatı yaşıyoruz. Bir kurbağa hayatı: Cemiyetsiz, kadınsız, nağmesiz, renksiz, bir kurbağa hayatı, İstanbul'umuzun sahra-yı kebirden farkı var mıdır? Hangimiz bir dakika şu beyaz perdede gördüğün cazibeli hayatın yüzde birine kavuşabiliriz? Kadınlar bizden daha acınacak haldedirler. Onların hayatı bizimkinden çok daha ıssız, çok daha dümdüzdür. İşte azizim o zavallılar, fırsat buldukça buraya gelirler, bu beyaz perdenin karşısına geçerler, Avrupalının musiki, raks, şiir, tuvalet, aşk-u zarafetle dolu, mesut ve şen hayatını seyrederler, içinde bulundukları çöl ile bu mamureler arasında mukayese yaparlar ve nihayetsiz bir yeis çukuruna düşerler.
Sayfa 86 - RızaKitabı okudu
Saat On Birde
-Evet, dedi, dans tatlı şey, fakat bilir misin azizim, bütün bu davetlileri bu derece neşelendiren şey nedir? Birlikte yaşamak, cemiyet ihtiyacı, ister kadın erkek bir arada, ister ayrı olsun, insanın ruhunda toplu yaşamaya karşı çılgın bir ihtiyaç var. Fakat zavallı bizler... Bu ihtiyacı ne kadar az tatmin ederiz. Hayatımızda dostlarla, hele kadınlarla yan yana gelmek ne kadar sayılı günlere münhasır...
Sayfa 43Kitabı okudu
*
Yüzünü ışığa dönmüyorsan a canım, çiçekler sana kokmaz...
*
Sayfa 51 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
*
Her arayan bulamaz, ancak bulanlar yalnızca arayanlardır...
*
Sayfa 47 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
*
“Derdini sev, kaderini sev, sana kuyuların karanlığından sonra aydınlığı göstereni sev...”
*
Sayfa 141 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
*
Kişi bilmediğinin düşmanıdır ve bilmek, bize dostluğun cennet kokusunu vaat eder...
*
Sayfa 17 - Timaş YayınlarıKitabı okudu