"En eski kilisenin yakınındaki mezarlıktaki mezar taşlarının birinde şu sözcükler var: Umut içinde.
'Umut içinde'. Bunu neden bir ölü insanın mezar taşına yazmışlar ki? Uman ölü müydü, yoksa hala yaşayanlar mı?"
Kadın, “bunaltıcı düşlerden uyandığı” bir sabah, hiçliğe dönüşmüş olarak buldu kendini. Artık bir adı yoktu, düşüncesi, benliği, arzusu yoktu ama bir rahmi vardı.
Akıl sahip olunacak değerli bir şey; bir zamanlar insanların para biriktirdiği gibi biriktiriyorum onu. Saklıyorum, zamanı geldiğinde, elimde yeteri kadar olacak.