s

Sabahattin Ali

6 üye
Düşünün efendim, bu kadar alıştıktan, onu bu kadar tanıdıktan, kendime bu kadar yakın bulduktan sonra ondan nasıl ayrılabilirdim? Bunun imkanı yoktu reis bey. Ben de artık her şeyi bırakarak yalnız ona sahip olmak gayesine kendimi verdim… O yavaş yavaş kendini çekti. Benimle konuşmamak için bahaneler buluyor, bana elinden geldiği kadar az rastlamaya çalışıyordu. Şimdi başka arkadaşları, başka ahbapları vardı.
İlk günlerde o beni arıyor, ben çekingen durdukça üstüme düşüyordu. Elimde olmayarak alaka gösterdim. Uzun uzun her mevzudan konuştuk. O zaman anladım ki bu kız göründüğü gibi değil: Çok zeki, her şeyi kavrıyor, her şeye aklı eriyor. Zeki kimseler çok hoşuma gider. Ben de onu aramaya başladım. Ve bu sefer de gördüm ki reis bey, bu kız bana çok benziyor: Huyları, düşünceleri, hayata karşı felakkileri, itiyatları… Hatta yüzü bile… Görenler bizi kardeş sanıyorlardı.
Reklam
Bütün bu yükleri çeken Raif Efendi olduğu halde, evde onun yokluğu ile varlığı müsavi gibiydi. En küçüğünden en büyüğüne kadar herkes onu fark etmez görünüyordu.
Sayfa 27 - Raif EfendiKitabı okudu
Yaz ortasında bir kere garip bir şeyler yazmıştı. Bana verilecek çok güzel bir haberi olduğunu, fakat bunu ancak geldiği zaman ve bizzat söyleyeceğini bildiriyordu. (Sonbaharda kendisini çağıracağımı ümit ettiğimi yazmıştım!) Bundan sonra, birçok mektuplarımda tekrar tekrar sorduğum halde, bu iyi ha- berin ne olduğunu yazmadı. Hep "Bekle, geldiğim zaman öğrenirsin!" diyordu. Evet, bekledim; hem yalnız sonbahara kadar değil, tam on sene bekledim... Ve bu "güzel" haberi tam on sene sonra öğrendim... Daha dün akşam öğrendim... Fakat şimdi bunu bırakalım ve her şeyi sırasıyla anlatalım.
Sayfa 143 - Raif Efendi'nin GünlüğüKitabı okudu
Ne olur? Anlaşamayacağımızı anlarsak veda eder ayrılırız... Bu o kadar mühim bir felaket mi? Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hâlâ kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar.
Sayfa 91 - Raif Efendi'nin GünlüğüKitabı okudu
Dünyada bundan daha ferah verici bir şey olabilir miydi? Şimdi onunla beraber bu ıslak vollarda yürüyecek, tenha ve los bir yerde oturarak göz göze gelecektik. Ona birçok şeyler, şim- diye kadar hiç kimseye, hatta kendime bile söylemediğim şeyler anlatacaktım. Bunların çoğu kafamda bir anda doğuyor ve beni hayrete düşüren bir süratle yerlerini yenilerine bırakıyordu. Onun ellerini tekrar avuçlarımın içine alacaktım, uçları biraz kırmızı olan üşümüş parmaklarını ovuşturarak ısıtacaktım. Bir kelime ile, ona yakın olacaktım.
Sayfa 85 - Raif Efendi'nin GünlüğüKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.