Kahveyi içtikten sonra:
“Her yer, taş toprak, ulu deniz, insan, ağaç, yaprak, çiçek hep limon kokuyor, Hocam,” dedi Memed, biraz sıkılgan.
“Ben de şaşardım buraya ilk geldiğimde, her an bir yerlerden güzel, keskin bir koku gelir insanın burnuna… Bir bakmışsın, ay dolunayken, ortalık deniz kokuyor. Bir bakmışsın, akşamüstü dağlardan kekik, yarpuz kokularına karışmış çam kokusu geliyor. Baharda limon, yazın sapsarı buğday kokar Çukurova, çok acı ekin kokar ortalık ekinler biçilirken. Bir de yağmur sonları toprak kokar Çukurova, insanı deli divane eden. Bu toprakta doğan, buraya yerleşen, bir daha dünyanın hiçbir yerinde yaşayamaz, yaşamaya mecbur kalırsa da ölür,” diye karşılık verdi Hoca.