İbrahim'in seyahati Kierkegaard'ın Korku ve Titreme'sinin merkezî temasıdır. Kierkegaard'ın İbrahim'i, iman sınavında çektiklerinden dolayı yücedir. Ve İbrahim'in bu ıstırabı çekişi ve yüceliği, sosyal değerlerin tipik örneği olmasının aksine, onu kendi toplumundan ve sosyal usullerinden çok radikal bir biçimde koparmaktadır. Kierkegaard'ın bizi İbrahim'in yüceliği ile etkilemesinin çok özel bir amacı vardır. Aslında Korku veTitreme'nin İbrahim ve İbrahim'in Öyküsü ile ilgili olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Söz konusu öykü, okuyucunun dikkatini bazı çok temel sorulara çekmek için kullanılmaktadır. Eser tartışma amaçlıdır ve bunu gerçekleştirmek için Kierkegaard, bizim öyküde anlatılan ıstırabın doğasına odaklanmamızı istemektedir. Korku ve Titreme'nin en kucaklayıcı genel mesajı; mevcut tartışmada iman nosyonu o kadar ucuzlatılmıştır ki, hakkında konuştuğumuz şey artık iman olmaktan çıkmıştır ve eğer İbrahim gibi kutsal figürleri ya da imanın Babası olması nedeniyle bilhassa İbrahim'i yüceltmek istersek, iman sınavından geçen İbrahim gibi olmanın nasıl bir şey olduğunu anlamak zorundayız.
(Alıntı)
Korku ve TitremeSoren Kierkegaard · Ketebe Yayınevi · 20221,704 okunma
Dinler Felsefesi, psikoloji ve özellikle Kierkegaard üzerine yaptığı çalışmalarla öne çıkan Felsefe ve Beşeri Bilimler profesörü ABD'li filozof Charles Stephen Evans 'Kierkgaard' üzerine yazdığı kitapta şöyle der :
"Kierkegaard, yarım yüzyıl sonra Nietzsche gibi, insan benliğini yalnızca bitmiş bir ürün, bir tür varlık olarak değil, gelişen bir süreç olarak görür.
Benlik, basitçe olduğum bir şey değil, olmam gereken bir şeydir. Benlik olmak, kişinin bir şey haline geldiği bir sürece girişmektir. Esasen, kişi tamamen benlik olmayı başaramazsa umutsuzluk içindedir.
Benliğin boşluğunun farkındalığı, normalde umutsuzluk dediğimiz duyguyla sonuçlanır.
...