Yine her zamanki gibi
Sen gelmişsin ben varım
Sen susmuşsun ben yazarım
Konuş diyorum gülüyorsun
Aklım suyunu çekti diyorum
Susuyorsun
Biliyor musun diyorum
Her şey sana ceket yakıştığı içindi.
Beni dinle,
Susmadan dinle
Bak
Bir gün en güzel ceketten alacağım
Gelirken içine bir gömlek, üstüne bir kravat
Her zamanki gibi seçim benden olacak
Ceketin rengi ne olsun diyorum
Susuyorsun
Bekliyorum gelmiyorsun
Ellerimde kasımpatılar ben geliyorum
Geliyorum gitmek bilmiyorum
Biliyor musun?
Susmalarından sonra
28 e bölündü bende günler
Fakat ben biliyorum
Her şey sana ceket yakıştığı içindi.
''Tarihi dört ayaklı minare insanlığa sesleniyor: ‘Beni ayağımdan vurdular. Ne savaşlar ne felaketler gördüm ama böyle ihanet görmedim diyor bize’, bu tarihi yapı Anadolu’da tek bir eserdir. Dünyada bunun bir örneği yoktur. Yazıtlara göre İslam’dan önce inşa edilmiş tahminen bir çan kulesi biçiminde tasarlanmış. Ancak İslamiyet’ten ve fetihten sonra Akkoyunlu hükümdarlığı döneminde Sultan Kasım tarafından Şeyh Mutahhar Camii inşa edilmiş ve bugüne kadar Diyarbakır’da yaşanan birçok felaketten sağ olarak kurtulmuştur. Biz Diyarbakır Barosu olarak tarihi değerlerimize tarihi eserlerimize insanlığın bin yıllık emeğine, birikimine bu kadim şehirde sahip çıkalım.''
*
"Sonsuz ve sınırsız olan o güzellik
Asla âşık takımından olmaz eksik
*
Amma ayrıdır âşık ile heveskâr
Biri feda olur, biri fayda umar
*
Biri cananı arzular canı için
Biri canını verir cananı için
*
Kimi kavuşmayı ister Tacdîn gibi
Kimi çileyi seçer Mem ve Zîn gibi" (Sayfa: 63)
*
Ehmedê Xanî - Mem ile Zîn (Türkçesi ve Sunuş: Selim Temo)
Adalet dedi;
İllede adalet dedi, barış dedi, kardeşlik dedi, insan hakları dedi.
Kurşunlar onu vurduğunda yerde boylu boyunca yatan adaletin ta kendisiydi.
Rehmâ xêdê lite bi şandiyên aştiyê.