Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarih insan ve toplum efsane destan

Profil
Uyuyan da birdir. Ölen de! Asla çizilmedi, Ölümün sureti: (Yine de) ezelden beri, Tutsağıdır (onun), insanoğlu!
298 syf.
8/10 puan verdi
Gılgamış Destanı
Gılgamış Destanı... Eski Sümerlerin kaleminden çıkmış, benzersiz bir hikaye. Öyle eski ki, zamanın derinliklerinden bize uzanan bir el gibi. Bir çeşit antik macera, insanın iç dünyasına doğru bir yolculuk gibi. ( Eski dönemlerde mağaralardaki el izleri de benzer duyguyu hissettirmişti. Ben buradayım der gibi. ! Gılgamış'ın hikayesi, yaşamın kırılganlığını ve ölümsüzlük arayışının ardındaki anlamı anlatıyor. Hani bazen ölümsüzlük kavramını düşünürüz ya, işte o meşhur Gılgamış da aynı merakın peşinde. Bir yandan kahramanlık, bir yandan dostluk, bir yandan da insanoğlunun kendi kaderiyle yüzleşme hikayesi. Gılgamış'ın Enkidu ile olan dostluğu, o kadar samimi ki. Enkidu'nun ölümü, Gılgamış'ı derinden etkiliyor ve bu da bize dostluğun ve kayıpların hayatımızı nasıl etkilediğini düşündürüyor. Doğa ve tanrılar da hikayenin bir parçası. Onlar, insanların kaderini belirleyen, güçlü ve esrarengiz varlıklar. İnsan ve doğa arasındaki bu etkileşim, hayatın doğal döngüsünü anlamamıza yardımcı oluyor. Gılgamış'ın gücü ve kahramanlığı da ortada. Ancak, güç ve kahramanlık bazen zorbalığa ve içsel çatışmalara dönüşebilir. Gılgamış'ın bu noktadaki ahlaki zorlukları, her birimizin hayatta karşılaştığı zorluklarla birebir örtüşüyor. Sonuç olarak, Gılgamış Destanı bize sadece eski bir hikaye sunmuyor, aynı zamanda yaşamın derinliklerine bir bakış açısı sağlıyor. Zamanla değişmeyen evrensel konularla dolu bir eser.
Gılgamış Destanı
Gılgamış DestanıJean Bottéro · Yapı Kredi Yayınları · 2005153 okunma
Reklam
Korkun ne kadar büyük olursa olsun, Ve sinekler gibi vızıldasa da dudakların, Seni kaygılandıran bir çok şeye rağmen Mükemmel bir rüya (bu)! Hayra alamettir. [Tanrıların] seni kaygılandırması, (Yani) hayra alamettir. Bu rüyan seni kaygılara salmasın.
Fakat verdiği sözü hatırlayan Bhıshma, güneş ışıklarını söndürmedikçe, ateş ısısını, ay ılık parlaklığını, tanrı İndra cesaretini, tanrı Dharma adaletini kaybetmedikçe, sözünden dönmeyeceğini bildirir.
Göğü oklarıyla dolduracak, rüzgarın esişini durduracak, güneşin ışınlarını yok edecek ve dünyayı karanlığa boğacaktır. Dağların tepelerini savurarak, gölgeleri kurutacak, okyanusları yok edecek, ağaçları kökünden sökecek hatta ve hatta, şayet Sita'yı geri vermezlerse, tanrıları bile yok edecektir.
Sonra, ellerini kaldırarak (seslendi) ona: "Bana oğul diye nasip ettiğin Gılgamış' a Niçin Yorulmak nedir bilmeyen bir ruh ihsan ettin?
Reklam
Seslendiler Ulu-Aruru'ya1: Enkidu: kişiliği ve töreleri "Sen (ki) [İnsan'ı] yarattın Şimdi de kulak ver (Anu)'nun dediğine (?) Y arat onun tarafından tasarlanmış Kasırga'ya [denk] düşen birini Varsın (0 ve Gılgamış) dövüşsünler birbirleriyle Yeter ki huzura kavuşsun Uruk!" Duyunca bu dileği Yerine getirdi Aruru Anu'nun dediğini (?) Yıkayıp ellerini Bir parça kil aldı Ve bozkıra bıraktı onu:
Ve [kim] diyebildi onun [gibi] "Kral benim, sadece (benim)!" diye.
Dostunun çürümüş cesedini kollarının arasında tutarken, bu tiksindirici ve dayanılmaz cesede parmağıyla dokunmuştu ve günün birinde öleceği ve bu iğrenç şeye dönüşeceği düşüncesini içine sindiremediği için ölümden nefret etmişti.
Gılgamış'ın, ülkesine son derece yararlı, şerefli olduğu kadar sonu belirsiz ve tehlikeli de olan, ve benzer onca seferin anılarını içeren bir girişime kalkışmasının sebebi, aslında, çevresinde dolandığını gördüğü ve kendisinde bir dehşet, bir boşluk, ve insan hayatının anlamsızlığı duygusu yaratan ölümü aşmaktı. İşte bunun için koşuyordu kahramanlıklar ve zafer peşinde; ölmekten kaynaklanıyordu "üne kavuşmak" istemesi.
Reklam
Yeryüzündeki cennetin malı mülkü olan beyefendilerin hiçbir iş yapmadan yaşadığı yer olduğuna inanıyorum.
Sayfa 207 - Metis yayınları Nisan 2021Kitabı okudu
Ne cehennem var ne de araf, bunlar para uğruna papazlar ve keşişler tarafından uy-durulmuş ..
Sayfa 193 - Metis yayınları Nisan 2021Kitabı okudu
Cehenneme gelince, bu da ona papazların bir icadı gibi geliyordu: “İnsanların barış içinde yaşayabileceğinin vaaz edilmesi hoşuma gidiyor ama cehennem hakkında vaaza gelince, Pavlus şöyle diyor, Petrus böyle diyor, yani bence bu bir ticaret, diğerlerinden daha çok şey bilen insanların bir icadı.”
Sayfa 165 - Metis yayınları Nisan 2021Kitabı okudu
"Cennetin var olduğuna inanmıyordum, çünkü nerede olduğunu bilmiyordum."
Sayfa 155 - Metis yayınları Nisan 2021Kitabı okudu
Dünyanın en güzel kitabından" da söz etmişti, maalesef onu kaybetmişti, Simon bu kitabın "Kuran olduğuna" inanıyordu.
Sayfa 147 - Metis yayınları Nisan 2021Kitabı okudu
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.