Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

t

Tıp

Şaraptan sağlık açısından elde edilecek menfaatleri temin için azıcık içmenin yanında, şartlarına da riayet etmek gerekir. Bu şartları insanlar, kendi başlarına uygulayamaz; çünkü azıcık içmeye kimse riayet edemez. Şarap biraz içilince, insan tabiatı daha çok içmek ister.
Bütün yiyecekleri, gerçek açlık olduğu zaman yemek gerekir. Henüz iştah varken de yemekten el çekilmelidir. Gerçek iştahı olduğunda da yemek varsa ertelememek gerekir. Çünkü iştah zamanı yenen yemek iyi hazmolur.
Reklam
Yazın riyâzatla ki yemek, şarap ve cimâ azaltılır. Durgunluk ve dinlenme tercih edilir. Soğuk şerbetler ve gıdalar tercih edilir. Kusabilen kimseler birçok defa kusmalıdır. Ayrıca kuvvetli müshil içilmez. Yemişler suyu, hıyârşenber, şarâb-ı gül, şarâb-ı benefşe ve sufûf-ı benefşe yeterlidir.
Süt ve şarâbı aynı gün içinde içmek, nıkrîs (gut) hastalığına sebep olur.
Öncelikle bilinmelidir ki şarâbın tesiri herkese aynı değildir. Bazı mizaçlara fayda sağlarken bazılarına sağlamaz. Hata bu durum, insanın içinde bulunduğu hal ve zamana göre değişir. Bunların her birinin ayrı ayrı şartları vardır. Bu nedenle şaraptan fayda sağlanması, ancak bu şartları iyi bilen ehliyetli bir hekimin denetiminde veya konu hakkında yeterli bilgisi olan, kendi mizacını tanıyıp nefsine hakim olması mümkün olan arif ve olgun bir şahsın, kendini denetleyip, kontrol ederek bilinçli bir şekilde kullanabilmesi ile mümkün olabilir.
Bedenen yapılan iş güçten veya spordan sonra ki, vücut ısınmıştır, süt ve taze balık gibi nazik şeyler yememelidir. Çünkü bu durumda mide de ısınmıştır. Isınmış mideye yaş zerdali, yaş şeftali ve kavun gibi nazik yiyecekler girince kişinin mizacının temeli olan hıltları bozar.
Reklam
Yine bir öğünde yavaş yavaş ve uzun zaman alacak şekilde yemek uygun olmaz; belki kısa zaman içinde yemeği tamamlayıp, sofradan kalkmak gerekir. Çünkü ağır ağır ve uzun zaman alacak şekilde yemek esnasında, yenen bir lokma hazmolduktan sonra üzerine yeni şeyler yenmiş olacaktır ki bu da hazımsızlığı doğurur.
Sahih hadisler arasında olmamakla beraber Osmanlı tıp yazmalarında nakledilmiş bir hadise göre: "Resûl-i Ekrem buyurmuştur: 'Bir vilayette tabib-i hazık olmazsa orada sakin olmak haramdır. Zira beden sağ olmayınca din sahih olmaz.". Evliya Çelebi'nin de bu hadisi naklettiği söylenmiştir. (Nil Akdeniz, Osmanlılarda Hekim ve Hekimlik Ahlâkı, 1977, tez).
Sayfa 120 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Tıptaki gelişmelerin insan ömrünün (ortalama ömür) yükselmesine hizmet ettiği iddiası da gerçek sayılamaz. Bu hususta tıbbın nefesinin ve refakatinin etkisinden uzak durmuş pek çok insanın, tipla yaşayan 'sağlıklı' insanı kıskandıracak bir ömrü bulabildiğine Anadolu toprakları şahitlik eder.
Sayfa 118 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Derdi veren Allah, o derdin devasını da vermiştir. O devayı bulacak kabiliyeti insanoğluna bahşetmiştir.
941 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.