Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk klasikleri tiyatro senaryo oyun

Profil
Gönül, kendi hissiyatı kadar küçük, dünyanın mihneti (sıkıntısı) ise dünya kadar büyük!
Bundan sonra yemin ederim ki nereye gidersem seni yanımdan ayırmayacağım. Sensiz yaşayamıyorum.
Reklam
Bu musibetler, bu elemler zihnime dokunacak!... Gönlümün içinde binlerce zebani, işkenceler talim ediyor. Binlerce cehennem ateş püskürüyor.
Bilmez misiniz ki kılıcın şanı ayırmaktır. Birleştirmek değil!...
Hem cellat pençesine düşüyorum hem de ağzım yırtılır diye kılıcını ısırmaya muktedir (Bir işe gücü yeten) olamıyorum!
Kendi insan değil, mezar taşı gibi korkunç bir mahluk, söylediği lakırdı değil, mezar taşına yazılmış yazılar kadar ruhsuz bir şey!...
Reklam
Günaydın
Biçare kız! Baştan ayağa gönül kesilmiş, -nur ile beslenen çiçekler gibi- yalnız muhabbetle (sevgiyle) yaşıyor.
Uçuruma bakma! Kenarını süsleyen güzel güzel çiçeklerden toplamaya gayret et! İki gözüm!
Yılan tabiatına girmişiz! Ne kadar büyüsek alçaklıktan kurtulamıyoruz.
"— Dünyada insanın saadeti gafletten ibarettir. Gafleti ortadan kaldır, ömrün her dakikası arkasında bir işkence aleti sürükleyerek gezinmeye başlar."
Reklam
Ben de edemezdim ama oluyor işte
Bu adamların kalbi hıyanet dağında mı yaratılmış. Damarlarında kan yerine irin mi dolaşıyor? Ben, insanda bu kadar alçaklık tasavvur edemezdim.
"— Allah seni güneş gibi yaratmış! İnsanın gönlünü şimdi hararetlendirirsen birkaç dakika içinde çiçekler, güller içinde bırakırsın."
"— Elden ne gelir? Cenabıhak birçok kişverlerin harabını, birçok insanların helakını irade etmiş. Zelzele gibi, taun gibi bir de Cengiz yaratmış."
"— Her lakırdın bir ok kesiliyor da gönlümün en yaralı yerlerine batıyor."
Onu da gördük be
Aslan yavrusunun köpek yalağına su götürdüğünü kim görmüş.?
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.