Ülke, yani Türk ili bunlar gibi mankurtlar yüzünden çöküşe girmişti. Dolar 13 lira olmuş, bir kuru ekmeğin boyutu küçültüle küçültüle çeyrek ekmek boyutuna gelmiş, fiyatı da 4,5 TL olmuştu.
Karşıdakinin ne dediği belli olmuyor, hızlıca ve anlaşılmaz şekilde konuşuyordu. Sadece belli başlı yerlerde Allah, din, Kur'an, peygamber, ayet, hadis kelimeleri anlaşılıyordu. Fakat Öktem, bu kara cahil ve yobaz kişiye dersini vermekte kararlıydı. Bu kadar ileri giden birisine, bu kadar susmak kâfi idi. Ülke, yani Türk ili bunlar gibi mankurtlar yüzünden çöküşe girmişti. Dolar 13 lira olmuş, bir kuru ekmeğin boyutu küçültüle küçültüle çeyrek ekmek boyutuna gelmiş, fiyatı da 4,5 TL olmuştu. Ancak insanlar hâlâ din ile sömürülmeye devam ediliyordu. Yaşı başı geçmiş, sarıklı cübbeli bu kişinin Öktem'in sözlerini anlamayacağı barizdi. Yine de dil dökecekti. İslâm İslam diyerek insanları bir araya getirmemişler, aksine insanları ayrıştırmışlardı. Bunu da ancak münafıklar başarabilirdi. Yaşadıkları gerçek İslâm bile değildi. Siyasette ve hayatta belli bir yükseklikte ve refahta olabilmek için insanları aldatıcı yeni bir din-inanç sistemi geliştirmiş gibiydiler.
Müslümanlar, israil mallarına verdikleri her kuruşun israil’e gittiğini israil’in elinde füzeye, bombaya ve mermiye dönüştüğünü ve israil’in bunlarla bizi öldürdüğünü ya da tehdit ettiğini bilmelidirler.
Hatta bu boykot, İsrail’e her türlü desteğini sunan ABD’de başta olmak üzere,israil’i destekleyen tüm ülkeler içinde olmalıdır.
Tüm Müslümanlara düşen uçağı, arabası, hamburgeri, pizzası, kolası ve sigarasıyla tüm bu malları boykot etmektir!!”
"Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akılla onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz?"