Merhabalar dostlarım, sizlere okurken çok ama çok gururlandığım, yerlerinde olmak istediğim ve yaşadıkları onca zor şartlara rağmen içinde ki vatan sevgisi ile bu ülke için savaşan korkusuz kahramanlarımızı anlatan bir kitabı tanıtacağım.
Öncelikle böyle bir kitap yazarak biz okurları bilgilendirdiği için teşekkür ediyorum. Kitabın içeriğine gelecek olursak yazımın başında da bahsettiğim üzere 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nda boy gösteren, halkı işgal kuvvetlerine karşı cesaretlendiren kadın, çocuk, genç, yaşlı kim varsa onları anlatan bir kitap.
Ezineli Yahya Çavuş'tan Yörük Ali Efe'ye, Yirik Fatma'dan Japon Yarbay Yukichi Tsumura'ya kadar bir çok korkusuz kahramanı tanıma fırsatı buluyorsunuz. Benim en çok etkilendiğim vatan kahramanı Doktor Tarık Nusret Bey oldu. Eminim bir çok kişi bu doktorun hikayesini biliyordur. Bilmeyenler için kısaca bahsedecek olursak, savaş sırasında ülkemizde morfin sayısı çok azdı ve yaşama imkanı olan hastalara uygulanıyor sadece. Bu doktorun oğlu da bu savaşta ağır yaralanıyor ancak doktorumuz onun yaşamayacağını bildiği için morfini başka bir hastaya enjekte ediyor.
Sizlerde eğer Korkusuz kahramanlarımızı ve bu vatan için neler yaptıklarını merak ediyorsanız mutlaka okumanızı öneriyorum.
KorkusuzlarKerem Atılmaz · Kırmızı Leylek Yayınları · 20212 okunma
Yurtseverlik, hürriyet, millet kavramlarını Türk fikir hayatına ve edebiyatına sokan kişi olmak ne büyük şeref. Ayakta alkışlanası, ne büyük onur. Ki yaşadığı dönem gözönünde bulundurulunca. Şuan bile düşününce ne zor birşeyi başarmış.
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün bile ne derece etkilendiği şu sözleri ile anlaşılabilir;
"Benim bedenimin babası Ali Rıza Efendi, duygularımın babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp'tir der."
Namık Kemal’in ilk tiyatro yapıtı olan eser, Türk edebiyatı'nda romantik tiyatronun ilk örneklerindendir.
Eserin ilk sahnelenmesinden sonra izleyicilerin heyecana gelerek başlattıkları gösteri ve olaylar; yazarın tutuklanarak Mağusa'ya sürülmesine sebep olmuştur.
Eserin gerçek adı “Vatan”dır. Eser yayınlandıktan sonra uygulanan yasaklar ve sansür nedeniyle “Silistre” adı ile oynanmış ve yayınlanmıştır. Daha sonra da “Vatan yahut Silistre” adı ile yaygınlaşmış ve bu isimle kabul görmüştür.
Kısacık okurken tiyatroyu gözünüzde canlandırarak okuyacaksınız. Kitabın maneviyatını, taşıdığı ruhu hissettikten sonra okumamak elde değil. Okuyunuz okutunuz bu ruhu yaşatınız efenim.
" Yara erlerin tenine madalyadır.
Ölüm ise askerin son rütbesidir
Altıda bir, üste birdir yerin
Arş Yiğitler vatan imdadına! "
( youtu.be/5ZBpbbn_Ang)
Bu sahne kitabı okumak için bir sebep daha.)