Varlıklarını ayakta tutabilecek kendilerine has bir güce sahip ol- mayan kişisel duşunce ve inançlar, ancak herhangi bir kişi faaliyetleri- ni bunlara göre surdurduğu sürece yaşayabilirler. Kişinin mevcut inan- Cini yasallaştırmaya karar verip, hayatını sürekli buna gore yönlendir- mest sonucunda da bunlar "kendini gerçekleştiren kehaner" doğrultu sunda yeniden ürer ve sürekli çoğalarak yaşamaya devam ederler.
Rahim plasentası arayüzü, olağanüstü bir virüs fıltresidir ve normalde aşağı yukarı üç-çeyrek olasılıkla, HIV virüsünün (özellikle sinsi bir "genetik kod") anneden çocuğa geçmesini engeller. Fetüsü HIV'den koruyabiliyor olması, hamileliğin etkililiğinin çok büyük bir vasiyeti olsa da, bu hikayenin yalnızca bir kısmıdır. HIV kendini kopyalama ve üreme şekli yüzünden, özellikle sinsi bir virüstür. Bir retrovirüstür; kendini enfekte olan insanın DNA'sına yazmak ve o kişinin genetik kodunun kalıcı bir parçası olmak için, ters transkriptaz olarak adlandırılan bir enzimi kullanır. Böylece bu kişinin her yeni hücre üretiminde, HIV de beraberinde üretilir. Bir kadın ve bir erkek gerektiren eşeyli üremenin aksine, eşeysiz üremede bir organizma kendisinin tıpatıp aynısı olan bir kopyasını yaratır. HIV'le enfekte olmuş bir insan, bu yolla üreseydi; her seferin de torunlarına da HIV kopyalayacaktı.
EBOLA 76
“Hayal kırıklığı…
Aşırı iyimserler için en sert, en yalnız hissettiren, en çok can sıkan sözcükler…”
Larva Avcısı kitabıyla Uluslararasi Arap Roman Ödülü kısa listesine kalan Amir Tag Elsir, insanların, Ebola'nin gündelik yaşamlarına girişiyle yaşadığı çelişkileri ve bunun sosyal-siyasal düzlemde yansımalarını güçlü bir ironiyle harmanlayarak bu kez okuru Ebola yıllarındaki Sudan'a götürüyor.
Ebola 76’da mavi yakalı bir işçi olan Lewis fark etmeden ülkesine ölümcül bir hastalk tasir. Bunun ailesi, arkadaşları ve meslektaşları için ölümcül sonuçları olur. Bir dizi tuhaf ve komik rastlantının sonucu hastalık Nara şehrini tamamen ele geçirir.
Kör gitaristler, işçiler, acımasız fabrikatörler kısa süre sonra "Ebola Günleri"nde çaresizce hayatta kalma mücadelesi verirler.
Romanin en siradisi karakterlerinden biri de Ebola'nin kendisidir, tekinsiz varlığıyla bu akıcı, trajikomik hicvin sayfalarında gezinir. Sinsice gülerek bedenden bedene geçen Ebola, tüm zamanların en şeytani ve öngörülemez kötü karakterlerinden birini temsil eder.
@bilgiyayinevi