Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yatırım psikolojisi

Profil
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Günümüzün ticaret normlarını edim simitin milletlerin zenginliği kitabının kapsamında ve gölgesinde anlatıyor dolayısıyla serbest piyasanın değerini ve önemini vurguluyor. Sonuç kısmında çok güzel bir vurgu yapıyor ticaret ona taraf olanları zenginleştirir diyor ekonomistlerce böyle az tartışılan az sayıda fikir vardır yine de serbest ticaret lehine bir siyasi uzlaşı sürdürmek zordur ticaretin yabancı firmaların karşılaştırmalı üstünlük sahibi olduğu sektördeki iş olanağı kayıpları gibi maliyetlerine yoğunlaşıyor ve dolayısıyla da bunlar görünür oluyor kazançları ise çok daha büyük olmasına karşın dağınıktır ve çok az dikkatli çeker arabanız ve ev cihazlarınız ithal çeliğe gümrük tesi uygulamadığı için daha ucuz olması örneğin Daha & ithal çelik vergilendirilmiş olsaydı işinizin ücretinin daha az olacağı yazar kasadan çıkan veya bordrolarınıza yansıyan gerçekler değildir dolayısıyla da siyasetçilerin ağzında pek de duyulmaz. 2. Dünya Savaşı sonrasında 50 yıl boyunca serbest ticaret lehine oluşan konsensüs bilgece siyasetin demogoji yapanlara karşı zaferi olmuştur maalesef ki bu konsensüs yıkılmakta ülkelerin ihracatla kar ithalatla zarar ettiğini öne süren eski Milis fikirler siyasetçiler arasında bugün yine popüler hale gelmiş durumda ve yeni gümrük tarifeleri konulmakta . Vatandaşlarımızdan biri yabancıdan bir şeyler satın aldığında bizim zarar gördüğümüzü iddia etmek yine siyasetten kazançlı hale geldi bu tehlikeli bir fikir ve bu tehlike sadece ekonomik değil. siyasetçiler ve onlara oy verenler serbest ticaretin erdemlerini hatırlamalıdır .
Serbest Ticaret ve Zenginliğe Giden Yol
Serbest Ticaret ve Zenginliğe Giden YolDonald J. Boudreaux · Liberte Yayınları · 20209 okunma
295 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Eğer bir yatırımcıysanız bu kitabın her konu ve her yatırım olayı hikayesinde sizi borsaya bakış açınızı geliştireceğine inanıyorum. Bir çok yatırımcını düştüğü tuzaklara daha akılcı bir bakış açısı sonuyor. Storytel'den dinledim.
Bir Borsa Spekülatörünün Anıları
Bir Borsa Spekülatörünün AnılarıEdvin Lefevre · Scala Yayıncılık · 20161,344 okunma
Reklam
Öngörülebirliğe karşı duyarsızlık. İnsanlardan bazen bir hissenin gelecekteki değeri, bir emtia için talep ya da bir futbol maçının sonucu gibi konularda sayısal öngörülerde bulunmaları istenir. Böylesi öngörüler çoğu zaman temsiliyete göre yapılır. Örneğin, diyelim ki bir kişiye bir şirketin tanımlaması veriliyor ve gelecekteki kannı öngörmesi isteniyor. Şirketin tanımlaması çok olumluysa, yüksek bir kar o tanımlamanın en iyi temsili gibi görünecektir; tanımlama vasatsa, vasat bir performans en iyi temsil gibi görünür. Tanımlamanın ne derece olumlu olduğu, o tanımlamanın güvenilirliğinden ya da doğru bir öngörüye ne derece olanak sağladığından etkilenmez. Bu yüzden, insanlar sadece tanımlamanın olumluluğuna dayanarak öngörüde bulunuyorlarsa, öngörüleri delilin güvenilirliğine ve öngörünün beklenen doğruluğuna karşı duyarsız olacaktır. Bu değerlendirme tarzı, öngörünün aşırılığı ve aralığının öngörülebilirlik anlayışlan tarafından kontrol edildiği normatif istatistiksel teoriyi ihlal eder. Öngörülebilirlik sıfır olduğunda, tüm durumlarda aynı tahmin yapılmalıdır. Örneğin, şirketlerin tanımlamalan karla ilgili bir enformasyon sağlamıyorsa, o zaman tüm şirketler için (ortalama kar gibi) aynı değer öngörülmelidir. Öngörülebilirlik mükemmelse, tabii ki öngörülen değerler gerçek değerlerle örtücek ve tahmin yelpazesi sonuç yelpazesine denk olacaktır. Genel olarak, öngörülebilirlik düzeyi ne kadar yüksekse, öngörülen değer yelpazesi de o kadar geniştir.
SKOR TUTMAKTAN BAHSEDERKEN
"Nakit ve kredili alımlar için ayrı ayrı zihinsel hesapları var. Ona sürekli, paranın para olduğunu hatırlatıyorum." "Zihinsel hesabımızı zararla kapatmaktan kaçınmak için o menkul değere dört elle sarılıyoruz. Bu bir eğilim etkisi." "O restoranda mükemmel bir yemek keşfettik ve pişmanlıktan kaçınmak için asla başka bir şey denemiyoruz." "Satıcı bana en pahalı araba koltuğunu gösterip, en emniyetlisinin bu olduğunu söyledi; ben de daha ucuz modeli almayı kendime yediremedim. Bu bana bir takas tabusu gibi geldi."
Günümüzün büyük bölümünü, kendimize çektirdiğimiz duygusal acıları bekleyerek ve onlardan kaçınmaya çalışarak geçiririz. Hayatımızı değerlendirirken deneyimlediğimiz bu soyut sonuçları, kendimize verdiğimiz cezaları (ve ara sıra ödülleri) ne derece ciddiye almalıyız? Bunların Ekonlar'da olmadığı varsayılır, İnsanlar'da ise pahalıya mal olurlar. Bireylerin mal varlığına, politikanın selametine ve toplumun refahına zarar veren eylemlere yol açarlar. Pişmanlık ve ahlaki sorumluluk duyguları gerçektir ve Ekonlar'da bunların bulunmaması konuyla ilgili olmayabilir.
Reklam
Bu çok ilginç, çünkü nesnel olarak bakıldığında, iki yatırımcının durumları aynı. İkisi de şu anda A hisselerine sahip ve ikisi de B hisse senetlerini elde tutsaydı aynı miktarda karlı çıkınış olacaktı. Aradaki tek fark, George'un bulduğu yere bir şey yaparak, Paul'ün ise hiçbir şey yapmadan varmış olması. Bu kısa örnek kapsamlı bir hikaye anlatıyor: insanlar, bir şey yaparak üretilen bir sonuca verilen duygusal tepkilerin (pişmanlık dahil), hiçbir şey yapmadan üretilen aynı sonuca verilenden daha güçlü olmasını beklerler. Bu durum kumar oynama bağlamında doğrulanmıştır.
hisse düştükçe maliyet düşürmeye çalışan ben
Batık maliyet yanılgısı, insanların kötü işler, mutsuz evlilikler ve gelecek vaat etmeyen araştırma projeleri ile fazlaca oyalanmalarına neden olur. Genç bilim insanlarının başarısızlığa mahkum bir projeyi kurtarmak için boğuşmalarını çok sık gözlemledim. Neyse ki araştırmalar, en azından bazı bağlamlarda yanılgının üstesinden gelinebileceğine işaret ediyor. Batık maliyet yanılgısı hem ekonomi hem de işletme derslerinde bir hata olarak tanımlanıp öğretiliyor: bu alanlardaki yüksek lisans öğrencilerinin başarısız bir projeden vazgeçmeye ötekilerinden daha istekli olduklarına dair deliller bulunuyor.
Arnos'un, finans danışmanının inançları hakkındaki tahmini herhalde doğruydu, ama alış fiyatını önemsiz bulup göz ardı etmesi yanlıştı. Alış fiyatı önemlidir ve Ekonlar tarafından bile dikkate alınmalıdır. Eğilim etkisi, pahalıya mal olan bir yanlılıktır, çünkü kazananları mı yoksa zarar edenleri mi satmak gerektiğine dair sorunun net bir yanıtı vardır ve bu yanıt 'fark etmez' değildir. Varlığınızı anlık duygularınızdan daha fazla önemsiyorsanız, zarar eden Tiffany Motors'u satar ve kazanan Blueberry Tiles'ı elinizde tutarsınız. En azından ABD'de, vergiler güçlü bir teşvik unsurudur: zarar etmek verginizi düşürür, kazananı satmak ise size vergi ödettirir.