Şehrin en uzak ucundan bir adam koşarak geldi ve “Ey kavmim!” dedi, “Bu elçilere uyun! Sizden hiçbir karşılık beklemeyen ve kendileri doğru yolda olan bu kimselere uyun!”
Yasin Suresi, 20-21
* * *
Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam. Kavmi elçileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında kokarak gelen adam benim kahramanım.
Can havliyle koşturmasını hayal ediyorum. Elçilere zarar gelmesin diye, hakikate omuz vermek için koşturduğunu hayal ediyorum.
O adam bizim şehrimize de koşarak gelse diyorum bazen. Gelse ve yanımıza otursa. Bize hayatı anlatsa. İyilikten söz etse, gökyüzünden gelen kutlu sözleri hatırlatsa sabırla.
Bir çay ocağında otursak. Hani o oyunsuz olandan, hani o tabureleri olandan, hani o Fatih’te Malta’dakine benzer birinde. Otursak ve onu dinlesek. Terini silse, demli bir çay söylesek ve anlatmaya başlasa.
O adam bizim şehrimize de gelse.
Bütün kirlerimizden arındırsa bizi. Rahman’ı anlatsa. Bizden hiçbir karşılık beklemeyen mübarek Elçi’yi ve dostlarını. Haydar’ı Kerrar’ın cenklerini, Sıddık’ın geniş yüreğini, Hattab’ın oğlunun adaletini ve Zinnureyn’in utanma duygusunu.
Koşarak gelse. Biz tükenmeden, ruhumuzu tüketmeden önce gelse…
Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam.
....
O adam bizim şehrimize de gelse.
Bütün kirlerimizden arındırsa bizi. Rahman'ı anlatsa. Bizden hiçbir karşılık beklemeyen mübarek Elçi'yi ve dostlarını.
"Şehrin en uzak ucundan bir adam koşarak geldi ve "Ey kavmim!" dedi, "Bu elçilere uyun! Sizden hiçbir karşılık beklemeyen ve kendileri doğru yolda olan bu kimselere uyun!" (Kur'an -YasinSuresi, 20-21)
Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam. O adam bizim şehrimize de koşarak gelse diyorum bazen. Gelse ve yanımıza otursa. Bize hayatı anlatsa. İyilikten söz etse, gökyüzünden gelen kutlu sözleri hatırlatsa sabırla.
söz etse, gökyüzünden gelen kutlu sözleri hatırlatsa sabırla
Şehrin en uzak ucundan bir adam koşarak geldi ve "Ey kavmim!" dedi,
"Bu elçilere uyun!
Sizden hiçbir karşılık beklemeyen ve kendileri doğru yolda olan bu kimselere uyun!"
Yasin Suresi, 20-21
Benim kahramanım o adam.
Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam.
Can havliyle koşturmasını hayal ediyorum.
Elçilere zarar gelmesin diye,
hakikate omuz vermek için koştuğunu hayal ediyorum.
O adam bizim şehrimize de koşarak gelse diyorum bazen.
Gelse ve yanımıza otursa.
Bize hayatı anlatsa.
İyilikten söz etse,
gökyüzünden gelen kutlu sözleri hatırlatsa sabırla.
Rahman'ı anlatsa.
Koşarak gelse.
Biz tükenmeden, ruhumuzu tüketmeden önce gelse.
"Şehrin en uzak ucundan bir adam koşarak geldi ve 'Ey kavmim!' dedi, 'Bu elçilere uyun! Sizden hiçbir karşılık beklemeyen ve kendileri doğru yolda olan bu kimselere uyun!'
Yasin Suresi, 20-21
Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam. Kavmi elçileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında koşarak gelen adam benim kahramanım.
Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam. Kavmi elçileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında koşarak gelen adam benim kahramanım.
Benim kahramanım O adam, şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen Adam , kavmi elçileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında koşarak gelen adam benim kahramanım...
"Şehrin en uzak ucundan bir adam koşarak geldi ve "Ey kavmim!" dedi, "Bu elçilere uyun! Sizden hiçbir karşılık beklemeyen ve kendileri doğru yolda olan bu kimselere uyun!" (Yasin Suresi, 20-21)
Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam. Kavmi elçileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında koşarak gelen adam benim kahramanım.
°Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam. Kavmi elçileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında koşarak gelen adam benim kahramanım.
Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşup gelen adam. Kavmi elçileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında koşarak gelen adam benim kahramanım.
"Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam. Kavmi elçileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında koşarak gelen adam benim kahramanım.
Can havliyle koşturmasını hayal ediyorum. Elçilere zarar gelmesin diye, hakikate omuz vermek için koşturduğunu hayal ediyorum.
O adam bizim şehrimize de koşarak gelse diyorum bazen. Gelse ve yanımıza otursa. Bize hayatı anlatsa. İyilikten söz etse, gökyüzünden gelen kutlu sözleri hatırlatsa sabırla.
Bir çay ocağında otursak. Hani o oyunsuz olandan, hani o tabureleri olandan, hani o Fatih'te Malta'dakine benzer birinde. Otursak ve onu dinlesek. Terini silse, demli bir çay söylesek ve anlatmaya başlasa.
O adam bizim şehrimize de gelse.
Bütün kirlerimizden arındırsa bizi. Rahman'ı anlatsa. Bizden hiçbir karşılık beklemeyen mübarek Elçi'yi ve dostlarını. Haydar'ı Kerrar'ın cenklerini, Sıddık'ın geniş yüreğini, Hattab'ın oğlunun adaletini ve Zinnureyn'in utanma duygusunu.
Koşarak gelse. Biz tükenmeden, ruhumuzu tüketmeden önce gelse."
Şehrin en uzak ucundan bir adam koşarak geldi. Ve Ey kavmim dedi. Bu elçilere uyun! Sizden hiçbir karşılık beklemeyen ve kendileri doğru yolda olan bu kimselere uyun.
Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam. Kavmi elcileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında koşarak gelen adam benim kahramanım.
Can havliyle koşturmasını hayal ediyorum. Elçilere zarar gelmesin diye, hakikate omuz vermek için koşturduğunu hayal ediyorum.
O adam bizim şehrimize de gelse diyorum bazen gelse de yanımıza otursa. Iyilikten söz etse, gökyüzünden gelen kutlu sözleri hatırlatsa sabırla.
Bir çay ocağında otursak, hani o oyunsuz olandan, hani o tabureleri olandan.
Otursak ve onu dinlesek, terini silse demli bir çay söylesek ve anlatmaya başlasa.
Koşarak gelse. Biz tükenmeden, ruhumuzu tüketmeden önce gelse.
O adam bizim şehrimize de gelse!
"Şehrin en uzak ucundan bir adam koşarak geldi ve 'Ey kavmim!' dedi, 'Bu elçilere uyun! Sizden hiçbir karşılık beklemeyen ve kendileri doğru yolda olan bu kimselere uyun!'
Yasin Suresi, 20-21
Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam. Kavmi elçileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında kokarak gelen adam benim kahramanım.
Can havliyle koşturmasını hayal ediyorum. Elçilere zarar gelmesin diye, hakikate omuz vermek için koşturduğunu hayal ediyorum.
O adam bizim şehrimize de koşarak gelse diyorum bazen. Gelse ve yanımıza otursa. Bize hayatı anlatsa. İyilikten söz etse, gökyüzünden gelen kutlu sözleri hatırlatsa sabırla.
Bir çay ocağında otursak. Hani o oyunsuz olandan, hani o tabureleri olandan, hani o Fatih’te Malta’dakine benzer birinde. Otursak ve onu dinlesek. Terini silse, demli bir çay söylesek ve anlatmaya başlasa.
O adam bizim şehrimize de gelse.
Bütün kirlerimizden arındırsa bizi. Rahman’ı anlatsa. Bizden hiçbir karşılık beklemeyen mübarek Elçi’yi ve dostlarını. Haydar’ı Kerrar’ın cenklerini, Sıddık’ın geniş yüreğini, Hattab’ın oğlunun adaletini ve Zinnureyn’in utanma duygusunu.
Koşarak gelse. Biz tükenmeden, ruhumuzu tüketmeden önce gelse.