Venedikli milliyetçi demagog Michael Dibdin, ‘Gerçek düşmanlar olmadan gerçek dostlar olmaz,’ der ve ilave eder, ‘ne olmadığımızdan nefret etmediğimiz sürece, ne olduğumuzu sevemeyiz.’
Tarih boyunca insanlar arasında güveni bir değer olarak görmeyen hiçbir toplum sağlıklı bir toplum olarak barış ve huzur içinde yaşamını sürdürememiştir.
Bir ulusta demokrasi devrimle inşa edilemez. Demokrasi ancak her bir bireyin çabasıyla, gelişimiyle, evrimiyle inşa edilir. Binlerce aydının yıllarca sürecek gayreti ve bilinçli çabasıyla demokrasi gelişir ve kök salar.
İlgi alanımız ile etki alanımız arasındaki farkı bilmezsek, ilgilendiğimiz her şeye emek ve zaman verir ve esas sorunu çözmeye odaklanamayız ve her şeyle ilgilenen ama hayatında anlamlı hiçbir şey üretemeyen, netice alamayan kişilere dönüşürüz.
Günlük telaşlar içinde insan hep meşgul. Belki de en az tanıdığı kendisi ve en az kendisi için düşünmeye vakit ayırıyor. Oysa hayat, yanından koşup gitmek için değildir, bazen de bir durup düşünmek lazım.
“Bir insan anlamaya başlayınca, başka türlü düşünme seçeneklerinin ve dolayısıyla farklı seçimlerin var olduğunu görür, kendi yaptığı seçimlerle hayatına yön verebileceğini fark eder.”