Nostalghia (Nostalji) /A.Tarkovsky 1983
Andrey Tarkovsky'nin 1983 yılında İtalya'da çektiği ilk filmdir. Film, ülkesini terk etmiş ve vatan özlemi duyan bir entelektüelin hikâyesini anlatır. İzlemesi gerçekten zor olduğu kadar, biraz kafa yorup, biraz yoğunlaşıp sonu getirildiği takdirde tadı damakta kalan, ait olamama, pişmanlıklar ve hasret üzerine kurulu, muhteşem bir
Risale-i Nur Nelerden Bahseder? Risale-i Nur bir ilim deryasıdır; herkes kapasitesi ve istidadı nispetinde, bu deryadan istifade eder. Her insanın ilim kabı ve dağarcığı muhteliftir. Kimisininki bir bardak, kimisininki bir sürahi, kimisininki bir bidon, kimisininki bir tank, kimisininki bir gölet gibidir. Bu yüzden Risale-i Nurlardan istifade
Reklam
sosyalist kültür/stefan zweig ile “dünün dünyası”na bakmak
Stefan Zweig, “Dünün Dünyası”[1] adlı kitabının önsözünde kendini “her yerde ve hep bir Avusturyalı, bir Yahudi, bir yazar, bir hümanist ve barışsever” olarak tanımlıyor. Zweig’ın trajik ölümünden (22 Şubat 1942) önce yayıncısına gönderdiği hem geçmişin hatırlanması hem de gelecek nesiller için bir uyarı olarak yazılan “Dünün Dünyası”, edebi
Jodi Picoult - Küçük Muazzam Şeyler Çevirmen: Serpil Çağlayan, April Yayıncılık, s.371   Bilirsiniz, hepimiz yaparız bunu. Zamanın nasıl akıp gittiğini fark etmemek için kafamızı başka şeylere veririz. İşimize gömülürüz. Domates fidelerimizi küften korumakla uğraşırız. Benzin depolarımızı ve metro kartlarımızı doldurup bakkal alışverişimizi yapar, böylelikle her geçen haftayı birbirinden farksız kılarız. Bir gün bir de bakarsınız, bebeğiniz yetişkin olmuş. Aynaya bakıp saçınıza aklar düştüğünü görürsünüz. Geriye, şimdiye dek yaşadığınızdan daha kısa bir ömrünüz kaldığını. Ve içinizden şöyle dersiniz: Nasıl böyle çabuk geçti? İlk içkimi içtiğim gün, onun altını bezlediğim günler, gençlik günlerim daha dün gibi. Ve bu gerçek kafanıza dank ettiğinde, hesaplamaya başlarsınız. Ne kadar vaktim kalmıştır acaba? O kısacık aralığa daha ne kadar şey sığdırabilirim? Sanırım bazılarımız bu farkındalıkla yolunu çiziyor. Tibet seyahatine çıkıyor, heykel yontmayı öğreniyor, yamaç paraşütü yapıyor. Sona çok yaklaştığını görmezden gelmeye çalışıyor. Kimimiz ise sadece benzin depomuzu ve metro kartımızı doldurmak ve market alışverişini yapmakla yetiniyoruz, çünkü yalnızca önünde uzanan patikayı görebildiğinde yolun tehlikelerine kafanı takmazsın.   Kimimiz asla öğrenmez. Kimimiz erken öğrenir.
YIL BAŞI ÇAVUŞU ( LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUN ) MUAZZAM BİR HİKAYE....
Çocukluğumun geçtiği küçük ilçemizde genel olarak mutlu bir yaşantımız vardı. Öyle ya; ülkemiz bir cihan savaşı geçirmişti, savaşta başarılı olmuş, düşmanları yurdumuzdan dışarı atmış, bağımsızlığımızı korumuştuk. Cihan Savaşından çıkalı hemen hemen 10-15 yıl geçmişti. Savaş bizleri yoksul ama gururlu bırakmıştı. Belki inanılmaz ama babası veya
Frédéric Gros "un Yürümenin Felsefesi Kitabından: Yokluk hissetmeyen kişi zengindir . İşte biz, iki ayağı üstünde hareket eden, büyük ağaçlar arasındaki katıksız güç ve haykırıştan ibaret bir hayvanız. Sessizlik, ekseriyetle, karşılaştığım insanlardan daha fazla şey öğretiyor bana. #HenryDavidThoreau Aslında bizi yalnızlığa
Reklam
147 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.