Bendeniz ayrıca hiçbir millete mensup değilim. Sadece Yek’im.
-Serseri! Milliyetsiz adam olur mu?
- Yaşamak için muhakkak bir millete mensup olmak mı lazım, Selim Beğ?
- Elbette. Hayvanların milliyeti olmaz!
- Ne çıkar efendim? Đnsan, hayvan… Hatta ot ve camad…Hepimiz aynı kökten gelmiyor muyuz?
- Ne derin fikirler!.. Fakat bugünün gerçekleriyle bağdaşmasına imkan yok. Milletler olmayınca birbiriyle
çarpışacak orduları nasıl kuracaksın? Bir tarafta insanlar, bir tarafta da otlar veya madenler mi bulunacak?
- Ordular kurup çarpışmak için bir mecburiyet yok ki Selim Beğ! Bu dünyanın nimetlerinden bol bol
faydalanmak dururken neden ordular kurulsun? Neden kanlar dökülüp kahramanlar toprağa serilsin?
- Ya ne yapılsın?
- Yaşansın efendim, yaşansın…
- Evet yaşansın… Ciddi maksatlar kaybolsun. Yalnız eğlenilsin ve kudurmuş kart köpekler, zevk felsefesi
uğruna torunu yaşındaki kızlara sarkıntılık etsin, değil mi?
–Evet yaşansın... Ciddî maksatlar kaybolsun. Yalnız eğlenilsin ve kudurmuş ve kudurmuş kart köpekler zevk felsefesi uğruna torunu yaşındaki kızlara sarkıntılık etsin, değil mi?
*
"Evet yaşansın... Ciddi maksatlar kaybolsun. Yalnız eğlenilsin ve kudurmuş kart köpekler zevk felsefesi uğruna torunu yaşındaki kızlara sarkıntılık etsin, değil mi?"
Ev sahibi, nükteci kişiliğin konusunda konukları önceden uyarmış. Nezaketle içeri giriyorsun; çok da şıksın; ev sahibesinin önünde yerlere kadar eğiliyor, ona iltifatlar yağdırıyorsun. Herkesin seni izlediğini büyük keyifle duyumsuyorsun, havalara girmeye hazırlanıyorsun. O da ne, aman Allahım, salonun bir köşesinde, senden önce gelen ve böyle bir