Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
   Hazret-i Musa Aleyhisselâm'ın zamanında sihrin revacı olduğundan, mühim mu'cizatı ona benzer bir tarzda geldiği; ve Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın zamanında ilm-i Tıb revaçta olduğundan, mu'cizatının galibi o cinsten geldiği gibi, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın dahi zamanında Ceziretü'l-Arab'da en ziyade revaçta dört şey idi:    Birincisi:    Belâgat ve fesahat.    İkincisi:    Şiir ve hitabet.    Üçüncüsü:    Kâhinlik ve gaibden haber vermek.    Dördüncüsü:    Hâdisat-ı maziyeyi ve vakıat-ı kevniyeyi bilmek idi.    İşte Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan geldiği zaman, bu dört nevi malûmat sahiblerine karşı meydan okudu:    Başta ehl-i belâgata birden diz çöktürdü. Hayretle Kur'anı dinlediler.    İkincisi ehl-i şiir ve hitabet, yani muntazam nutuk okuyan ve güzel şiir söyleyenlere karşı öyle bir hayret verdi ki, parmaklarını ısırttı. Altın ile yazılan en güzel şiirlerini ve Kâ'be duvarlarına medar-ı iftihar için asılan meşhur "Muallakat-ı Seb'a"larını indirtti, kıymetten düşürdü.    Hem gaibden haber veren kâhinleri ve sahirleri susturdu. Onların gaybî haberlerini onlara unutturdu. Cinnîlerini tardettirdi. Kâhinliğe hâtime çektirdi.    Hem ümem-i salifenin vekayiine ve hâdisat-ı âlemin ahvaline vâkıf olanları hurafattan ve yalandan kurtarıp, hakikî hâdisat-ı maziyeyi ve nurlu olan vekayi-i âlemi onlara ders verdi.    İşte bu dört tabaka, Kur'ana karşı kemal-i hayret ve hürmetle onun önüne diz çökerek şakird oldular. Hiçbirisi, hiçbir vakit bir tek sureyle muarazaya kalkışamadılar.
Ceziretü'l-Arab'da en ziyade revaçta dört şey idi: Birincisi: Belâgat ve fesahat. İkincisi: Şiir ve hitabet. Üçüncüsü: Kâhinlik ve gaibden haber vermek. Dördüncüsü: Hâdisat-ı maziyeyi ve vakıat-ı kevniyeyi bilmek idi. İşte Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan geldiği zaman, bu dört nevi malûmat sahiblerine karşı meydan okudu: Başta ehl-i belâgata birden diz çöktürdü. Hayretle Kur'anı dinlediler. İkincisi ehl-i şiir ve hitabet, yani muntazam nutuk okuyan ve güzel şiir söyleyenlere karşı öyle bir hayret verdi ki, parmaklarını ısırttı. Altın ile yazılan en güzel şiirlerini ve Kâ'be duvarlarına medar-ı iftihar için asılan meşhur "Muallakat-ı Seb'a"larını indirtti, kıymetten düşürdü. Hem gaibden haber veren kâhinleri ve sahirleri susturdu. Onların gaybî haberlerini onlara unutturdu. Cinnîlerini tardettirdi. Kâhinliğe hâtime çektirdi. Hem ümem-i salifenin vekayiine ve hâdisat-ı âlemin ahvaline vâkıf olanları hurafattan ve yalandan kurtarıp, hakikî hâdisat-ı maziyeyi ve nurlu olan vekayi-i âlemi onlara ders verdi. İşte bu dört tabaka, Kur'ana karşı kemal-i hayret ve hürmetle onun önüne diz çökerek şakird oldular. Hiçbirisi, hiçbir vakit bir tek sureyle muarazaya kalkışamadılar.
Reklam
Kur'ani Hitabet..
1-Kibarca Konuş! Bakara,83 2-Gerçeği Konuş! Al-i İmran,17 3-Zarifçe Konuş! İsra,25 4-Nazikçe Konuş! İsra,53 5- Yumuşak Dille Konuş! Taha,44 6-Yalansız Konuş! Hac,30 7-Düzgün Konuş! Ahzab,70