Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Doktora Tezimden Küçük Bir Alıntı: Eklektik Fenomenolojiye Giriş
Çağımızda yaşanan göç dalgaları, yığınsal yozlaşmalar, duyarsızlaşan insanlar, lükse yöneliş, sosyal adaletten kopuş, gevşeyen toplumsal bağlar, artan tüketim kültürü, farklılığa ve çoğulculuğa yönelik tahammülsüzlük, kültürler arası iletişimdeki zayıflık ve araçların bolluğuna rağmen, insani davaların sayısındaki azalış insanlığa bazı şeyleri sorgulatmalıdır. Liberalizmin zaferi, kapitalizmin boyunduruğu ve küreselleşmenin baskınlığı üçlüsü üzerinden değerlendirildiğinde, çağımız siyaseti bu üçlünün artık mevcut sorunlara yeterince etkili yanıt verememesinden ötürü zorluklar çekmektedir. Çağımızda mevcut kazanımların kaybedilmeksizin geçmiş deneyimleri, günümüzün tartışmalarını ve geleceği dair beklentileri aynı potada eritebilecek daha derin daha geniş çaplı ve daha kapsamlı bir siyaset kuramına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmamız, 20.yüzyıldan günümüze, siyaset düşüncesine etki eden başlıca üç düşünceyi, yani Husserl’in Fenomenolojisi, Lyotard’ın Postmodernizmi ve Rorty ile Judt’ın pragmatizmlerini tarihsel olarak inceleyip, birbirlerini nasıl tetiklediklerini analiz ettikten sonra, bu üç bakışın birlikte geliştirildiği eklektik bir siyaset kuramı kurmayı amaçlamıştır. Bu doğrultuda fenomenolojik indirgeme, postmodern dil oyunları ve liberal-pragmatist ironiler birlikte kullanılacaktır. (Sayfa 4) Alıntıyı video formatında izlemek ve dinlemek için: youtube.com/watch?v=cScxbxJ... Doktora Tezime göz atmak isterseniz: acikerisim.kku.edu.tr/xmlui/bitstream...
Sosyal dengeleri ve çevreyi yok eden,yoksulları ezen,insan haklarını reddeden bir küreselleşmenin geleceği yoktur.
Reklam
Apartments
İnşa ettiğimiz şehirler ve şehirleşme biçimi, yalnızlığı tırmandırıyor. Beton kuleler inşa ediyoruz, o beton kulelerde insanların birbirlerine selim bir temas imkânı bulunmuyor. Apartmanlar, insan yüzleriyle muhatap olma, hasbihal etme imkânını minimize ederken, gürültü ve binaların yapısal fonksiyonel sorunları durumun da karşılaşma riskini maksimize eden bir mekan psikolojisi dayatıyor mukimlerine. Sadece çıkar çatışması halinde yüzleşebiliyor insanlar. Şehrin içinde insanların buluşamadığı devasa mahalleler inşa etmenin, yüz mahalleyi bir arada tutan siteler inşa etmenin, küreselleşmenin bu tezahürünün toplumsal ve ruhsal maliyetleri tahmin edilenin çok ötesinde. Biz yeşil alanlarımızı kaybettikçe, insanların birbirlerine rast geleceği, bakışacağı, selamlaşacağı, yan yana bir bankta oturup sohbete başlayacağı yerleri de kalmıyor.
Toplanın Harp Okulunda yaptığım okuma listesini paylaşıyorum.
Nutuk Tanzimat Halil İnancık Osmanlı Harpleri Virginia H Aksan Başımıza Gelenler Mehmet Arif Selanik İstanbula Karşı Necmettin Alkan İttihat Terakki Feroz Ahmad Batı Rumeliyi Nasıl Kaybettik Fevzi Çakmak Balkan Savaşları Richard C Hall Grebene Yarbay Bekir Fikri Balkan Harbini Niçin Kaybettik Tüccarzade Hilmi Diriliş 1915 Turgut Özakman