Şaşırtmayan bir Grange kitabı daha. Bu adamın hayalgücüne akıl sır ermiyor gerçekten. Ters köşelerin doğallığı, yaşanan olayların gerçekçiliği beni çok etkiliyor. Mesela ansızın ana karakterlerden birini öldürebiliyor adam, muhteşem.
Kurtlar İmparatorluğu Kurtlar İmparatorluğu Jean-Christophe Grange’nin Fransa’da geçen ama karakterlerin ve hikayenin çoğunu Türklerin oluşturduğu uyuşturucu ticareti, askeri deneylerin anlatıldığı polisiye romanı. Yazarın okuduğum diğer kitaplarında olduğu gibi anlatım tarzını, olay örgüsünü çok beğendim.13 günde bitirdim.
#kızılkarma #jeanchristophegrange // Grange’ı her ne kadar Leyleklerin Uçuşu ile tanımış olsak da, Kızıl Nehirler ile kalbimizi tam anlamıyla çaldığını söyleyebiliriz. Taş Meclisi, Kurtlar imparatorluğu, Siyah Kan vs. derken günümüze kadar olan süreçte yazarla sıkı bir bağ kurduk. Nasıl başarıyor bilinmez, her yeni kitabını müjdelediğinde bir
Bizi bir sürüyü takip eden kurtlar gibi kovalayan bu adamlar kimdir? Camuka cevap verir: Kardeşim Timuçin'in dört av köpeğidir. Bunlar insan etiyle beslenirler ve bir demir zincirle bağlanmışlardır. Kafaları tunçtandır, dişleri kayadan yontulmuştur; dilleri kılıç, kalpleri demir gibidir. Kırbaç yerine kıvrık kılıçları vardır. Şebnemleri içerler ve rüzgarla beraber uçarlar; savaşlarda parçalayarak insan eti yerler.
...
Bu dört köpek Cebe, Kubilay, Cemle ve Sübötay'dır.
Bir politikacı için en müthiş ceza devletin kendi elinde batmasıdır. Bunun hiç bir özrü yoktur. İmparatorluğu elimize geçirdiğimiz zaman 35 milyondu. Yedi düvelin kağıt üstünde de olsa bizim saydığı bir milyon sekiz yüz bin kilometrekare toprağı vardı. Sınırları Kongo’yu, Sudan’ı, Eritre’yi, Somali’yi içine alıyordu. Tunus, Fas, Libya, Mısır, Kıbrıs resmen kaybedilmiş degildi. Bu koca imparatorluk bizim elimizde ölmüştü. Suç ne kadar büyükse, çekilecek cezanın da o kadar büyük olması gerekir. Biz dünyanın en ağır suçunu biraz tartaklanmayla savuşturulur, sandık. Bu anda yüzüme vuran darağacı gölgesi, suikast suçlusu olduğumdan değildir Emincim… Büyük suçun gölgesidir bu… Tarihin örneğini yazmadığı kurtlar boğuşmasına girip yenik düştük. Kurtlukta düşeni yemek kanundur.
o kadar fazla kanala böldükten sonra aynı havuza toplayarak anlatması gerçekten inanılmaz, neredeyse tüm kitaplarında aynı teknikle yapması da bir yetenek tabi
Imparatorluğu elimize geçirdiğimiz zaman
nüfusu 35 milyondu. Yedi düvelin kâğıt üstünde de olsa bizim
saydığı bir milyon sekiz yüz bin kilometrekare toprağı vardı.
Sinırları Kongo'yu, Sudan', Eritre'yi, Somali'yi içine alıyordu.
Tunus, Fas, Libya, MIsır, Kıbrıs resmen kaybedilmiş degildi.
Bu koca imparatorluk bizim elimizde ölmüştü. Suç ne kadar
büyükse, çekilecek cezanın da o kadar büyük olması gerekti .
Biz dünyanın en ağır suçunu, biraz tartaklamayla savuşturulur
sandık. Tarihin örneğini yazmadığı kurtlar boğuşmasına girip yenik düştük . Kurtlukta düşeni yemek kanundur."