"Büyük olasılikla zaten ölmüş biri için herkesi riske atamayız."
"Kendi adına konuş," dedi Elena. " Biz kendimizi korumak için masum insanları feda etmeyiz. Biz bu değiliz, Stefan"
Her şey buzla kaplanıyordu. Yerdeki kan gölünün kenarları bile katılaşmaya başlamıştı: Stefan çaresizce etrafına bakınırken, camlardaki ve aynadaki buzlar büyük bir gürültüyle çatladı. Çatlaklarda sivri uçlu bir S harfi belirdi
"Solomon,' dedi titrek bir sesle. "Solomon'1n S'si.''
Bu yenilgi, Yunanlılar için gerçekten
Mısıroğlu ile Dilipak'ın iddia ettiği gibi, 'Yunanlılar denize menize dökülmeden, geldikler gibi gittiler' ise, niye bütün Yunanlılar bu olayı,
Stefan'ın yaprak yeşili gözleri, Damon'ın gece bakışlarıyla buluştu. İki kardeşin de gözlerinde aynı korku ve umut vardı. Damon kafasını salladı. Stefan birden
onu gömleğinden tutup kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Damon'a bütün minnetini ve sevgisini yollamaya çalıştı. Ağabeyi geri dönmüştü. Ve Stefan'ın Elena'yı kurtarmasına yardım edebilecek tek kişi oydu
"Ucuz kurtuldum," dedi. "Doğrusunu istersen, hâlâ çok iyi değilim prenses. Ama ceketimi mahvettiler ve bu da bana savaşmak için iyi bir sebep veriyor." Yüzünde, her zamanki parlak gülümsemesinin soluk bir yansıması belirdi.
"Bunca yolu boşuna gelmiş olma bari,” dedi Elena, neşeli bir tavır takınmaya çalışarak.