Karmaşık ve gergin huylu kişiler hep böyledir. Çok güçlü olan duyguları ya incitir ya da eğilir. Ya öldürür ya da ölür. Sığ hüzünler, sığ aşklar uzun ömürlüdür. Büyük aşklar, büyük üzüntülerse kendi büyüklüklerinin kurbanı olurlar.
Osho’nun kendisinin birebir kaleme almadığı yaptığı konuşmalardan derlenen ve yayımlanan bu kitap okurken okuru kendi deneyimlerini ve tecrübelerini sorgulatan bir yapıt.
Her şeyin çok hızlı akıp gittiği bu zamanda insan olarak kendimize çok fazla zaman ayıramıyoruz. Kendi iç sesini dinlemeyen bir insanın eksik kaldığı, hayattan aldığı memnuniyetsizlik ile birebir örtüşüyor. İnsanların hayatlarında bir döneminde bu tarz kitapları okumanın faydalı olacağını düşünüyorum. Bu tarza iyi bir örnek Osho’nun eserleri. Çünkü kendisi hiçbir öğreti dayatmıyor insana. Her şeyden veriyor insana.
Derin bir deniz sunuyor. O denize istediğin kıyıdan girmek sana kalmış.
Hatta sayfa 235 yer alan bir bölümde Osho kendisini ve söylediklerini çok iyi özetlemiş.
“Benim sözlerimle yanabilirsin ama içlerinde herhangi bir teoloji veya dogmatizm bulamazsın. Yaşamanın bir yolunu bulabilirsin ama vaaz verecek bir dogma bulamazsın. Öğrenebileceğin isyankar bir nitelik bulabilirsin ama kurumlaştırabileceğin devrimsel bir tema bulamazsın.”
Kitapta yer alan Osho’nun kendi anlattığı hikayeleri okuması çok zevkli ve daha önce duymadığınız şeyleri öğrenebiliyorsunuz. Ayrıca tüm dünyada köklü değişikliklere neden olaylara getirdiği yorumları çok çarpıcı ve taktire şayan.
Eğer kendi iç sesinizi dinlemek ve bunu yaparken de tarafsız kalmayı ve bunu sürdürmeyi istiyorsanız size geniş perspektifler sunabilecek olan Osho’nun kitaplarına göz atabilirsiniz.
Rüyalar göstericidir. En içsel benliğin sana, henüz olman gereken şey olmadığını, kaderinin henüz gerçekleşmediğini, benliğinin hala aç olduğunu söyler.