Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kitapların Sayesi

“Aralıksız mücadele ettiği halde yüreğinden koparıp atamadığı tek şey, umutsuzluk derecesine varmış olan Anna’yı sonsuza dek yitirmiş olma üzüntüsüydü. Şimdi kocasına karşı kefaretini ödeyip, Anna’dan vazgeçmek ve bir daha hiçbir zaman pişmanlık içindeki Annayla kocası arasında girmemek zorunda olması yüreğinde kesin bir karara bağlanmıştı; ama Anna’nın aşkını yitirme üzüntüsünü yüreğinden söküp atamıyor, Anna’yla tanıdığı, o zamanlar pek az değer verdiği, şimdi bütün güzelliğiyle kendisini izleyen mutluluk dakikalarını belleğinden silemiyordu.”
Reklam
“Sen! Söylemeye çalıştığın şey Tanrının var olduğu mudur?” Diye sordu. “Bilmiyorum.” “Ne dedin?” “Bilmiyorum,dedim. Tanrıdan kastın evrenin dışında bilinçli bir varlık anlamına geliyorsa, onun var olup olmadığını bilmiyorum. Bilim olumlu ya da olumsuz bir kanıt sunmadı,”
“Selahattin oflamadı. Haşa. İsyan etmedi, sabretti. İnat etmedi, şükretti. Hem neye inat, kime isyan edecekti? İnat sermaye, isyan muhatap ister. Sermayesi sabrıydı. Muhatabı kendiydi Selahattin’in.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Kendi kendine “şimdi buna sahibim, bu yüzden de mutluyum” demesi gerekirken tam Viktoria çağına özgü bir şey söylüyordu: “Buna sonsuza kadar sahip olamam, bu yüzden de üzgünüm.’”
“Mutluluk Ülkesi, sevgili yolcu, bir adadır; bu nedenle de oraya yüzerek ulaşman gerekmektedir. ( Hayır sevgili yolcu, bu adaya herhangi bir deniz ya da hava taşıtıyla mobilize olman pek mümkün değil.) Aşman gereken denizin adı ise Acılar Denizi’dir.”
Reklam
“Yüz yıl önce, ikimiz de çok genç olduğumuz için şu zavallı adamla bana yaşamı haram ettiler; şimdi de çok yaşlı olduğumuz için aynı şeyi yapmak istiyorlar.”
“...insan bir yerde bir haksızlığa uğradığı zaman kendini iyi hisseder. Tek başına kaldığı zaman kendini suçlamaz. Hiç değilse. Bir insanın onlar bana haksızlık yaptı. Ben haklıyım demesi kadar güzel bir şey var mı?
“Tek yakaladığım gerçek şu: Sömürü yok edilmedikçe ben gibiler bu sertliği hep taşıyacaklardır. Eğer bu düzeni ahlak düşkünlerinin, insan kanı içicilerin evetlemesiyle değişecek sanıyorsak kötü yanılıyoruz. Geri bıraktırılmış ülkelerin en büyük özelliği kendi egemen güçlerince istilaya uğramışlığıdır. Yerli işbirlikçilerinin, vurucu güçlerinin elindedir halk yığınları...” Kırk Yedi’liler / Füruzan
“Yalnızca gençken ve refah içindeyken tanrıdan bağımsız olunabilir; bağımsızlık insanları güven içinde sona taşıyamaz.” Adous Huxley / Cesur Yeni Dünya
“Bu üçüncüsüne kaşlarını kaldırıp, altı saatte bir adamın kör olduğunu fark edemeyen benim dikkatimden, benim zekamdan kuşkuya düşen saldırgan ve alaycı olura ben de saldırgan bir şekilde elinde tuttuğu kitabın her köşesinde yeterince dikkat ve zeka gösterip göstermediğini sorayım mı ?”
Reklam
“Baktım çocuk çalıştırıyor ben de çektim vurdum patronu hakim bey! Bizim oralarda namus meselesidir!” Demiş ya da diyebilecek tek bir kişi var mıydı bu dünyada? Ya da vurulan kişinin çocuk çalıştırıyor olmasını ağır tahrikten sayıp katilin cezasında indirim öngörecek herhangi bir kanun?...”
“Aşkların en güzeli başlamadan bitenidir, çünkü her aşk bitmeye mahkumdur. Başlamadan biten bir aşkta da hayal kırıklığı, terk etme ya da yıkılış olmaz. Kısacası hayat bir kaybetme hikayesidir Osman. Sonunda öleceğimize göre yaşamak yenilmektir. Yenilgiyle bitecek hayatlarımıza rağmen çok mutlu olmanı diliyorum.”
Sayfa 300Kitabı okudu
Derilerinin rengi ne olursa olsun çocuklar şeker aşırırdı. Arada bir bu tür ufak kayıplar olsa da büyük resmî görmek gerekiyordu; çocuklar bugün çikolata çalar ama sonra arkadaşlarıyla birlikte yıllar boyunca para harcarlardı... Önemsiz bir hırsızlık yüzünden onları kovalarsa, özellikle herkesin birbirinin işine karıştığı bu tür mahallelerde olanlar anında duyulur, ebeveynler utandıkları için dükkana gelmez olurdu. Nickel Çocukları / Colson Whitehead
Gülmesi biraz dinince ‘Tanrı gibi düşün dedi babam, ki böyle bir yanıtı hiç beklemiyordum. “İnanıyorsan var olup olmaması pek önemli değildir ayrıca en büyük inkarcının da en inançlının da içinde bir nebze kuşku vardır. Ve elbette ki aşk da Tanrı da ölümsüzdür.”
“Hangi evde maraz zuhur ederse o evde düğün varmış gibi bütün komşu kadınlar hemen ziyarete, iadete, kendi tabirlerince hatır sormaya koşuyorlar ve “ A! Dostluk bugünde belli olur.” Nakaratıyla hastanın hizmetinde bulunuyorlar, bardağından içiyorlar, artığını yiyorlar, koynuna girecek gibi yatağına sokuluyorlar.”... “Aman böyle yapmayınız, tehlikelidir” diyecek kadar basiretkar olanlara: ... “Hastalık , sağlık Allah’tan... Rabbimin takdiri ne ise o olur. Hekimler ne biliyormuş? Kelin medarı olsa kendi başına olur. Onlar ölmeyecek mi? Bu sene İspanyol’dan az hekim mi öldü? Ecele çare olmaz. O cahillere uyup da öyle söylemeyiniz. Rabbimin gücüne gider... ona şirk koşmuş gibi olur” diyorlar” Hakka Sığındık/ Hüseyin Rahmi Gürpınar
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.