.
Bunun nasıl olduğunu çok iyi biliyorum. Onu hak etmeyen birini sevmek. Çünkü onlar senin sahip olduğun her şey. Çünkü herhangi bir ilgi, hiç dikkatsizlikten daha iyidir. Tam olarak aynı nedenle bazen kendini kesip kanamak da tatmin edicidir.
Sabahın sekizinin öğlenden farksız göründüğü, hiçbir şeyin olmadığı ve olmayacağı o gri günlerde, lavaboda bir bardak yıkıyorsunuz ve bardak kırılıyor
yanlışlıkla—ve cildinizi deler. Ve sonra bu şok edici kırmızı var, günün en parlak şeyi, o kadar canlı vızıldar ki, bu kanınız... Bu bazen sorun değil çünkü en azından hayatta olduğunu biliyorsun.
...
Özel bir sırası olmaksızın, şunları anımsıyorum:
-Parlak bir bilek içi,
-Gülerek, içine sıcak bir tava atılırken ıslak bir lavabodan yükselen buhar,
-Yüksek bir evin su borusundan aşağı dosdoğru akıtılmadan önce, lavabo deliği çevresinde dönen sperm damlaları,
-Dalgası ve çağıltısı takip halindeki yarım düzine el feneri tarafından aydınlatılan ve saçma bir şekilde, hızlı hızlı, doğal akışının ters doğrultusunda akan bir ırmak,
-Akış doğrultusu, yüzeyi harekete geçiren sert bir rüzgârca gizlenmiş, geniş ve gri, bir başka ırmak,
-Kilitli bir kapının ardında, uzun zaman önce soğumuş banyo suyu.
ey fısıltı bahçelerin, pişman şubat ayının,
hayata her şeyi doğru anlayarak sancılı başlayanların,
efendimizin,
hiçbir şey hissetmemenin korkunçluğunu yaşayanların,
anlaşılmaz şiirlerin,
bizi durduk yere yaralayan erzincan türkülerinin,
bütün dillere çevrilen aşkların,
harita metod defterlerine çizilmiş dalgınlıkların,
hiç bitmeyen gurbetlerin,
takma dişlerini lavaboda unutan ihtiyarların,
artık konacak telgraf telleri bulamayan kuşların,
neye üzüldüğünü anlatamayanların,
bitmeyen cümlelerin ve biten duyguların arasında geçip giden hayatların sahibi.
Biz plan yapanların ve planı bitmeyenlerin Rabb'i.
Seni unuttukça başımıza gelen şey yıkıcı hatıralardan başka bir şeye benzemiyor.
Sen bizi yine affet. O'nun hatrına.
(Bülent Parlak)
