Kitap İstanbul'a akrabalarını ziyarete gelen genç bir kızın günlüğünden aktarılan sayfalardan oluşur. Kitapta Mehmet Rauf'un olağanüstü gözlem yeteneğini çok net bi şekilde görebiliyoruz. Genç bir kadının gözünden daha gerçekçi ve daha net yazılamazdı bence. Kitap 1911 yılında geçmesine rağmen aradan 100 yıldan fazla geçmesine rağmen
"Bütün bunlardan vazgeçelim, acaba yaşıyor muyuz? Bugünkü yaşayışımız bir insan yaşayışı mıdır? Buna gerçek anlamda bir hayat demek doğru mudur? Böyle zevk adına, yalnız hayvaniyete ilgi duyanlarla yetinmek için bir insan ne kadar ilkel olmalıdır? Yalnız ye, iç, uyu... Ne bir sanat endişesi, ne yepyeni bir heyecan... Ne bir ilerleme ve gelişme emeli... Yalnız horultulu bir uyku... Hem siz şurasını iyice aklınıza koyunuz ki medeniyet yıkmak değil yapmaktır ve insanlığı aydınlatacak önemli bir keşifte bulunan bir milleti yüz büyük savaş kazanmış bir millete bin kere tercih ederim."