Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Liva Nur Baş

İnanmaya ihtiyacı olur hep insanın. Mümkünse kendinden başka bir şeye.
Reklam
Aslında hiç gelmemiş birilerinin gidişine üzülerek geçiyor hayatınız.
Ne var ki hasretle beklenen insanlara daha çabuk kavuşulamadığı gibi, aceleyle koşulan yerlere de daha hızlı varılmıyor bazen.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ne aradığını bulsan, aradığını da bulacaksın.
Yakınlaşmak için ve uzaklaşmak pahasına tanışıyorduk işte. Sonunda ölmek için yaşayan herkes gibi.
Reklam
Ne dünya bütün sözlerin tutulabildiği ışıltılı bir yer, ne hayat hayalleri gerçek kılan revnaklı bir peri çubuğu.
Birine susmasını söylediğinizde sesine, gitmesini söylediğinizde kendisine hasret kalabiliyordunuz.
Hatırlamak bir yanıyla hatırayı yeniden kurmaktı.
İnsan en çok kaçmayınca yakalanmıyor. Ve bazen kaçmak yakalanmaktan çok daha küçük düşürücü.
Haklının sesine tahammül etmek, haksızın zırvasını dinlemekten zordu.
Reklam
Yaşamak, düşmekle kalkmak arasında geçirdiğimiz korkulu, ümitli, telaşlı zamanın adı.
Kırıla kırıla, geriye bölünecek ebatta parçam kalmayınca, zamanla daha az kırılgan olduğuma inandırdım kendimi.
Kimsenin birbirine değecek cesareti gösteremediği bu hercümercin ortasında herkes anca kendine yetecek kadar yalnızdı.
Hayatta kalmakla yaşamayı becermek aynı şey değil.
Hayat bu insanın başına her şey gelebilir. Hangimizin ruhunun neye yapışıp çürüyeceğini kim bilebilir?
İnsan, döndüğünü zannederken, aslında sadece kaybettiği şeyi arıyor.
Reklam
Kavuşamamak nasıl aşka teşvik ederse, vuslat da günü geldiğinde unutmaya azmettirir.
İnsanlar da içlerinin karanlığını, ruhunu emdikleri başka insanların aydınlığıyla besleniyor.
Gerçi kırılan bir ayna yapıştırılırsa mesela, kırılmamış haliyle bir tutulabilir miydi? Biz ona baktığımızda paramparça görmez miydik kendimizi?
İnsan beş buçuk yaşında ne düşünür ki? Maziyi düşünmez herhalde henüz. Hatırlamakla zehirlemez aklını. Olup bitmişle değil, olacak olanla ilgilenir. Hatırlamaz, hayal kurar.
Çözülen bir yumaktan ziyade, giyilmekten yıpranmış eski bir hırkayı sökmeye benziyor hatırlamak.
Ne yaşayanlar anlardı beni, ne de ölüler işitebilirdi.
Reklam
Duyduğumuz her şey, dünyaya bıraktıklarımızın bir yankısından ibaret.
Sayfa 285
Kazanan hepsini alır. Kaybeden hiçbir şey alamaz.
Sayfa 250
Günümüzün problemi, bir insanın insanlığı hayatta kalmaya nasıl razı edebileceğidir.
Sayfa 216
Bugün bizler de bizi içeriden yönlendiren küçük makinelere sahip insanlarız.
Sayfa 202
Geçmişte hangi yöne gidileceği konusunda verilen kararlar, günümüzdeki yolu değiştirmeyi zorlaştırır. Yanlış yolda olsak bile.
Sayfa 197
Parlamento çağın manastırıydı, üst sınıfların lüzumsuz evlatlarını başlarından savabilecekleri bir yerdi.