Ben kitabı beğenemedim ne yazık ki beğenemediğim bazı özelliklerini paylaşacağım:
Karakter Gelişimi: Kitapta, ana karakterler Marianne ve Connell arasındaki ilişki derinlemesine incelenmiş olsa da, bence karakter gelişimleri yüzeysel kaldı. Karakterlerin iç dünyalarına daha fazla dalınabilirdi.
İlişki Dinamikleri: Kitabın odak noktası olan ilişki, zaman zaman sağlıksız ve toksik unsurlar içerdi. Bu, ilişkilerin idealize edilmesine yol açabilir ve genç okuyucular için yanıltıcı olabilir.
Yavaş İlerleyiş: Hikaye bazen çok yavaş ilerledi, okurken çok canım sıkıldı ve bazı bölümler gereksiz uzun detaylarla doluydu. Bu durum, okuyucunun ilgisini kaybetmesine neden olabilir. Benim ilgim çok olmadı mesela :(
Üslup: Rooney’nin yazım tarzı minimalist ve diyalog ağırlıklıdır. Ancak, bu tarz herkesin hoşuna gitmeyebilir ve bazı okuyucular için duygusal bağ kurmayı zorlaştırabilir.
Kitabın yazılış tarzına da çok alışamadım. Bence güzel ve akıcı bir roman değildi :(
Normal İnsanlarSally Rooney · Can Yayınları · 20196,1bin okunma
Bu roman, iki farklı dünyadan gelen başkarakterlerin kesişen yollarını anlatıyor. Hoover, Samson ve Beyah’ın ilişkisini derinlemesine işleyerek okuyucuları içine çekiyor. Aşkın karmaşıklığı, içsel çatışmalar ve kalp kırıklıkları, romanın temel temasını oluşturuyor.
Yazarın akıcı anlatımı, sayfaları hızla çevirmenizi sağlıyor. Hoover, okuyucuyu hikayenin içine çekmek için ustaca dil kullanıyor. Ancak bazı eleştirmenler, kitabın aşırı dramatik olduğunu düşünebilir. Bu, kişisel tercihlere bağlıdır. Eğer dramatik aşk hikayelerini seviyorsanız, bu kitap sizin için ideal olabilir.
Her Kalp KırılırColleen Hoover · Ephesus Yayınları · 20213,085 okunma
Kalite Ülkesi , algoritmaların yönettiği, insan hayatlarına yön verdiği, sanal kimliklerin öneminin gerçek kişilerin önüne geçtiği, sağlam bir sistem eleştirisi de yapan kurgu roman. Kalite Ülkesi, bir Black Mirror bölümünü anlatıyor sanki. Hatta buna benzer bilgisayar oyunu var become human diye ona da benzettim. İnsanlara bir statü koymaya (bu da genellikle iş hayatındaki ünvanı) ve biraz da buna göre davranılmaya çoktan alışıldı. Karakterlerin tümünün soyadı kim ne iş yapıyorsa o. Yöneticilik pozisyonu varsa adı “…. Yönetici”.
Teknolojinin gelişimi yeni iş kolları yaratıyor ancak insanların ihtiyacı olan şey, yeni işlerin çeşitliliğinin artmasının yanında nüfusa paralel şekilde niceliksel olarak iş (pozisyon) sayısının da artması. İş kollarındaki çeşitliliğin artması ifade edilirken iş-pozisyon sayısının ifadesi çoğu zaman yok. Kalite Ülkesi içindeki kurgu elemanlarından biri de bu.
Kalite Ülkesi içeriğindeki tanımlar gerçekten çok ilginç ve günümüz davranışları düşünüldüğünde bir benzerini yaşadığımızı söyleyebilirim.
Algoritmalar hayatlara yön veriyor bu kitapta; Kiminle görüşebilirsin, hangi partiye oy vermelisin, eve giderken ne yapmalısın, ne satın almalısın, çocuğunu doğurmalı mısın, yeni bir ilişkiye başlanmalı mı…
Hayatı algoritmaların nasıl yönetebileceğini görmek istiyorsanız Kalite Ülkesi size bunu görme fırsatı sunuyor.
Gerçekten beğenerek okuduğum elimden düşmeyen bir roman oldu.