Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Liva Nur Baş

İnsan, döndüğünü zannederken, aslında sadece kaybettiği şeyi arıyor.
Reklam
Kavuşamamak nasıl aşka teşvik ederse, vuslat da günü geldiğinde unutmaya azmettirir.
İnsanlar da içlerinin karanlığını, ruhunu emdikleri başka insanların aydınlığıyla besleniyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gerçi kırılan bir ayna yapıştırılırsa mesela, kırılmamış haliyle bir tutulabilir miydi? Biz ona baktığımızda paramparça görmez miydik kendimizi?
Sosyal medya da gezinirken bir habere denk geldim. Kalite ülkesi kitabındaki partner düzenlemesine birebir uymasada buna benzer bir olay olması ve karşıma bu haber çıkması beni tuhaf hissettirdi. Sonra düşündüm de yazarın kurduğu dünya aslında bize çok uzak gelmeyen bir şey. Aslında çok üzücü bir durum bence. Çünkü bazılarımız kendisine benzer bireylere anlaşamayabilir. Bazen zıt kutuplar birbirini çekebiliyor. Aynı kişilik özelliklerine sahip bireyler arasındaki ilişkiler genellikle uyumlu başlar. Ortak değerler, benzer düşünce yapıları ve paylaşılan inançlar, güçlü bir bağ oluşturmanın temel taşlarıdır. Ancak, bu tür ilişkilerdeki uyum, zamanla monotonluğa ve yenilik eksikliğine yol açabilir. Bireyler, kendilerine ayna tutan bir partnerle karşılaştıklarında, kişisel gelişim için gerekli olan zorluklardan mahrum kalabilirler. Öte yandan, farklı kişilik özelliklerine sahip bireylerin ilişkileri, bir mozaik gibi çeşitlilik ve renk katıyor. Farklı bakış açıları, yeni perspektifler sunar ve bireylerin dünyayı daha geniş bir pencereden görmelerini sağlar. Tabi bazı karakter farklılıkları vardır ki çatışmalar ilişkilerin bitmesine sebep olabilir. Kalite ülkesindeki distopik de aynı özelliklere sahip olan bireyler partner olarak seçiliyordu. Bundan dolayı bunu anlatmak istedim. Sonuç olarak, hem benzer hem de farklı kişilik özelliklerine sahip bireylerin anlaşmaları, ilişkinin derinliğini ve sağlamlığını artırabilir. Bu olay eğer olursa monotonluk artabilir. Ama dengede olursa o zaman her şey güzel olabilir.
Reklam
İnsan beş buçuk yaşında ne düşünür ki? Maziyi düşünmez herhalde henüz. Hatırlamakla zehirlemez aklını. Olup bitmişle değil, olacak olanla ilgilenir. Hatırlamaz, hayal kurar.
Çözülen bir yumaktan ziyade, giyilmekten yıpranmış eski bir hırkayı sökmeye benziyor hatırlamak.
Ne yaşayanlar anlardı beni, ne de ölüler işitebilirdi.
%88 (283/320)
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım
8.6/10 · 5,7bin okunma
264 syf.
2/10 puan verdi
Ben kitabı beğenemedim ne yazık ki beğenemediğim bazı özelliklerini paylaşacağım: Karakter Gelişimi: Kitapta, ana karakterler Marianne ve Connell arasındaki ilişki derinlemesine incelenmiş olsa da, bence karakter gelişimleri yüzeysel kaldı. Karakterlerin iç dünyalarına daha fazla dalınabilirdi. İlişki Dinamikleri: Kitabın odak noktası olan ilişki, zaman zaman sağlıksız ve toksik unsurlar içerdi. Bu, ilişkilerin idealize edilmesine yol açabilir ve genç okuyucular için yanıltıcı olabilir. Yavaş İlerleyiş: Hikaye bazen çok yavaş ilerledi, okurken çok canım sıkıldı ve bazı bölümler gereksiz uzun detaylarla doluydu. Bu durum, okuyucunun ilgisini kaybetmesine neden olabilir. Benim ilgim çok olmadı mesela :( Üslup: Rooney’nin yazım tarzı minimalist ve diyalog ağırlıklıdır. Ancak, bu tarz herkesin hoşuna gitmeyebilir ve bazı okuyucular için duygusal bağ kurmayı zorlaştırabilir. Kitabın yazılış tarzına da çok alışamadım. Bence güzel ve akıcı bir roman değildi :(
Normal İnsanlar
Normal İnsanlarSally Rooney · Can Yayınları · 20196,2bin okunma
Reklam
336 syf.
7/10 puan verdi
Bu roman, iki farklı dünyadan gelen başkarakterlerin kesişen yollarını anlatıyor. Hoover, Samson ve Beyah’ın ilişkisini derinlemesine işleyerek okuyucuları içine çekiyor. Aşkın karmaşıklığı, içsel çatışmalar ve kalp kırıklıkları, romanın temel temasını oluşturuyor. Yazarın akıcı anlatımı, sayfaları hızla çevirmenizi sağlıyor. Hoover, okuyucuyu hikayenin içine çekmek için ustaca dil kullanıyor. Ancak bazı eleştirmenler, kitabın aşırı dramatik olduğunu düşünebilir. Bu, kişisel tercihlere bağlıdır. Eğer dramatik aşk hikayelerini seviyorsanız, bu kitap sizin için ideal olabilir.
Her Kalp Kırılır
Her Kalp KırılırColleen Hoover · Ephesus Yayınları · 20213,111 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
Kalite Ülkesi İnceleme
Kalite Ülkesi , algoritmaların yönettiği, insan hayatlarına yön verdiği, sanal kimliklerin öneminin gerçek kişilerin önüne geçtiği, sağlam bir sistem eleştirisi de yapan kurgu roman. Kalite Ülkesi, bir Black Mirror bölümünü anlatıyor sanki. Hatta buna benzer bilgisayar oyunu var become human diye ona da benzettim. İnsanlara bir statü koymaya (bu da genellikle iş hayatındaki ünvanı) ve biraz da buna göre davranılmaya çoktan alışıldı. Karakterlerin tümünün soyadı kim ne iş yapıyorsa o. Yöneticilik pozisyonu varsa adı “…. Yönetici”. Teknolojinin gelişimi yeni iş kolları yaratıyor ancak insanların ihtiyacı olan şey, yeni işlerin çeşitliliğinin artmasının yanında nüfusa paralel şekilde niceliksel olarak iş (pozisyon) sayısının da artması. İş kollarındaki çeşitliliğin artması ifade edilirken iş-pozisyon sayısının ifadesi çoğu zaman yok. Kalite Ülkesi içindeki kurgu elemanlarından biri de bu. Kalite Ülkesi içeriğindeki tanımlar gerçekten çok ilginç ve günümüz davranışları düşünüldüğünde bir benzerini yaşadığımızı söyleyebilirim. Algoritmalar hayatlara yön veriyor bu kitapta; Kiminle görüşebilirsin, hangi partiye oy vermelisin, eve giderken ne yapmalısın, ne satın almalısın, çocuğunu doğurmalı mısın, yeni bir ilişkiye başlanmalı mı… Hayatı algoritmaların nasıl yönetebileceğini görmek istiyorsanız Kalite Ülkesi size bunu görme fırsatı sunuyor. Gerçekten beğenerek okuduğum elimden düşmeyen bir roman oldu.
Kalite Ülkesi
Kalite ÜlkesiMarc-Uwe Kling · Epsilon Yayınevi · 2019245 okunma
72 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.