Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müstefîd 1Hanımefendi

Müstefîd 1Hanımefendi
@livechillah
l.رُتْبَةُ العِلْمِ أعْلىَ الرُّتَبِ.l O, sözüne “OKU” diye başladığındandır kitaplara sevdamız... .
Sultan Abdülhamid
Sultan Abdülhamid
Bizim çektiğimiz sıkıntı kendimizden. Biz Allah’ın yolundan ayrıldık da çektiğimiz ondan. Başka bir şeyden değil.
Sayfa 368
Reklam
Peygamber Efendimiz’in düşmanları, ondan daha bir aylık mesafedeyken onun korkusundan titremeye başlarlardı.
Sayfa 366
Sihler başlarına bir kırmızı kurdele takarlarmış. Bir müslümanı öldürmeyince o kurdeleyi çıkarmazlarmış. Şu düşmanlığa bak!
Sayfa 358

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Düşmanlar bir yeri istila ettiler mi berbat ederler. -Şimdiki duruma göre bombalarlar. Eskiden yakıp yıkarlardı.- İnsanları öldürürler; makineli tüfeklerle, bombalarla evleri yıkarlar, yakarlar. Çocukların hâli perişan; kızların, kadınların hâli perişan; erkekler kanlar içinde yerde... Çok fena şeyler olur. Çünkü iyiler çalışma yapmadılar, kötüler hakim oldu. İnsafsız, merhametsiz insanlar öyle yaparlar.
Sayfa 357
Cenâb-ı Hak önceden haber veriyor: “Bak böyle yapın, cenneti kazanırsınız! Şöyle şöyle yapmayın, onlar fenadır. Öyle yaparsanız zarara uğrarsınız. Şöyle yaparsanız cehenneme girersiniz.” diye bildiriyor. Bunları önceden bildirmesi rahmet; bildirmeyip insanları sessiz sedasız imtihan edip dünyaya gönderip sonunda hatalıları cehenneme atmak yerine, Allahu Teâlâ hazretleri insanlara rahmetinden, merhametinden, ikaz olsunlar, mütenebbih olsunlar, kendilerini düzeltsinler, Allah’ın lütfuna ersinler diye peygamberler gönderiyor.
Sayfa 353
Reklam
Hey gafiller! Şu memleketin nasıl insanlar yetiştirdiğini Alman biliyor da şu memleketin evladı bilmiyor!
Sayfa 348
Takvâ nerede öğretilir? Tekvando biliyoruz, salonlarda öğreniliyor ama bu takvâ nerede öğrenilecek? İmam-Hatip’te öğretilir mi? Edebiyat Fakültesi’nde mi öğretilir. Tıp Fakültesi’nde mi öğretilir; nerede öğretilir takvâ? Takvâ tasavvufla öğrenilir. Onu öğreten ilim, tasavvuftur. Tasavvufa hücum ediyorlar. Hadi bilmeyen hücum etse neyse ne;
Sayfa 343
sen şöyle biraz kenara çekil, uzaktan evladını bir kolla, bir gözetle bakalım, senin yolunda mı gidiyor? Bir sabah dokunma bakalım, sen söylemeden namaza kalkacak mı? Birtakım küçük imtihanlarla yokla bakalım, nasıl, tam senin gibi hamiyet-i dîniyyesi var mı? Dinine sımsıkı sarılmış mı sarılmamış mı? Çok dikkat etmemiz lazım. Evladımıza bu ruhu aşılamamız lazım; bilgi yığını değil. Bilgiyi hazmetmemiş insanlar, üzerlerine kitap yükletilmiş merkeplere benzetilmiş.
Sayfa 341
Araplar’da soy bilgisi çok önemliydi. Okuma yazma az olduğundan soylarını çok iyi ezberlerler, ezberlerinde tutarlar ve sayarlardı. Bizim bugün çağdaş toplumumuzda bir kimseye “Baban kim?” desen söylerler, “Deden kim?” desen söyler, dedenin babası, dedenin dedesi dediğiniz zaman bir noktada yorulur, söyleyemez. Ama Araplar soylarını ezberlerinde tutmaya çok dikkat ederlerdi. Soy bilme ilmine çok önem verirlerdi. Buna ilm-i ensâb derlerdi. Ensâb, nesebler demek; yani “insanların neseplerini, haseblerini, kimin kimin çocuğu olduğunu, kimin kiminle akraba olduğunu bildiren bilgiler topluluğu.” Mesela; sevgili büyüğümüz Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahu anh, ensâb ilminde çok bilgili bir kimse imiş. Kendisinin dedesini bilmek bir tarafa; ayrıca başka insanlar da kimlerdendir, kim kiminle akrabadır, kimin nasıl çocukları olmuş da kabileler nasıl grup grup bölünmüşler, çok iyi bilirdi.
Sayfa 331
Secde etmekten insanın yüzünde iki türlü iz meydana gelir: 1. Alnı nasırlaşır, alnından anlaşılır. 2. Yüzü nurlanır, nurundan anlaşılır.
Sayfa 310
Reklam
Bir hadis kitabı bitince yine okuyacağız. Kur’ân-ı Kerîm’in hatmi gibi yine başına geçeceğiz, yine hatmedeceğiz, yine döneceğiz, yine hatmedeceğiz, yine döneceğiz, yine hatmedeceğiz. Suyun içinde şekerin eridiği gibi Resûlullah’ın sünnetinde eriyeceğiz.
Sayfa 299
Allah’ın sevgili kulu olma derecesine varmanın yolu Resûlullah’a uymaktan, Allah’a ulaşmanın yolu Resûlullah’a sımsıkı sarılmaktan geçiyor!
Sayfa 295
Peygamber Efendimiz’in sünneti çok büyük, teferruatlı bir hazine... Kur’ân-ı Kerîm’i okuyacak, öğreneceksiniz. Tefsirlerini okuyacaksınız. Kur’ân-ı Kerîm’e çalışacaksınız. Peygamber Efendimiz’in hadîs-i şerîflerini okuyacaksınız. Büyük âriflerin, müttakî, salih kimselerin, hâlis muhlis, ihlâslı kimselerin davranışlarını okuyacaksınız, tercihlerini göz önünde bulunduracaksınız. Günahlardan kaçınacaksınız, Allah’ın rızası tarafına geleceksiniz. Allah’ın Kur’ân-ı Kerîm’de emrettiklerini öğrenip o tarafı tercih edeceksiniz. Şeytânî tarafı terk edeceksiniz.
Sayfa 294
Allahu Teâlâ hazretlerine mütevazı olarak, menfaat hissi ve art niyet olmadan yalvar, yakar. Mutlaka insanın elinden tutar, bırakmaz.
Sayfa 291
iyi Müslümanlık, Kur’ân-ı Kerîm’e uygun, sünnet-i seniyyeye bağlı Müslümanlıktır. Sünnet çiğnenerek iyi Müslümanlık olmaz ve işin doğrusu anlaşılmaz. İşte o ölçüye sahip olan bir insanı bulursan, bir de takvâ ehli olduğunu görürsen, söylediklerini yapan bir kimseyse onun sözünü dinle. Yoksa özü başka sözü başka insanlar çoktur. Yankesici, insanı aldatmak için yanına yanaşsa, “Ben yankesiciyim.” diyecek mi? Kartını mı gösterecek? Eski mahkumiyetlerini mi gösterecek? “Bak, yemin ederim ki ben yankesiciyim, işte resmim burada, birkaç defa da filanca hapishaneye girdim çıktım.” mı diyecek? Yok, aksine en güzel şekilde yanına sokulacak. Maksat, seni kandırmak. Onun için altından kendini kolla, zehri teneke kupanın için de sunmazlar. Seni aldatıp kandırmak için dışı yaldızlı şeyin içine koyarlar. Sen onu içersin, gidersin. Dışı yaldızlı şeylere dikkat et. Dini kimden öğrendiğine, yolu kimden aldığına, hangi yola gittiğine dikkat et.
Sayfa 290
5,1bin öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.