Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

umit bulut

Birinci Dunya Savasi sonrasinda kurulan ve Birlesmis Milletler'in oncusu olan Milletler Cemiyeti, 1922'de "Filistin'de yasayan halklar kendilerini yonetebilecek duruma gelene kadar" bolgenin Ingiliz mandasi olarak kalmasina hukmetti. Bolgenin adi Filistin Mandasi olmus; Filistin adi resmiyet kazanmisti. Milletler Cemiyeti, mandayi kabul etmekle kalmamis, Balfour Deklarasyonu'nun hedefini hayata gecirmekle de gorevlendirmisti. Yani Yahudiler icin bir "yurt" kurulma hedefini. Araplar bu duzenlemeye itiraz etti. Yahudilere ait bir ulke kurulursa teknolojik acidan guclu, Batililarin destegini almis ve dini acidan cok farkli bir milletin boyundurugu altina girmekten ve son tahlilde topraklarindan atilmaktan korkmuslardi. Taraflar genel olarak Filistin'i paylasmak istemedikleri gibi uc dince kutsal sayilan Kudus'u de paylasamiyorlardi. Yahudilerim kutsal saydigi Suleyman Tapinagi'nin insa edildigi Tapinak Tepesi, Kudus'teydi. Tapinak Tepesi'ni cevreleyen antik istinat duvarinin bir kismi, bugun "Aglama Duvari" olarak bildigimiz buyuk bir parcasi hala ayaktaydi. Bu kutsallik yiginini daha da icinden cikilmaz hale getirense Tapinak Tepesi ile Muslumanlarin kutsal bildigi Kubbetus-Sahra ve Mescid-i Aksa gibi yapilari barindiran Harem-i Serif'in ayni yer olmasiydi! Emevi halifesi Abdulmelik, 691'de Hz. Muhammed'in miraca ciktigina inanilan yerde ayagini bastigi yere altin kubbesiyle tanidigimiz Kubbetus-sahra'yi, hemen karsisina da Mescid'i Aksa'yi yaptirmisti.
Reklam
Evanjelikler
Osmanliyla savasan Ingiliz kuvvetleri 1917'de Kudus onlerine kadar geldiginde Ingiliz Disisleri Bakani Arthur Balfour, Yahudilerin Filistin merkezli vatan ozlemine destek olarak yorumlanabilecek bir adim atti. 2 Kasim 1917'de uluslararasi Siyonist hareketin liderlerinden Lord Rothschil'e bir mektup yazarak Ingiliz Hukumetinin Filistin'de Yahudiler icin bir "yurt" kurulmasina sempatiyle baktigini ancak Filistin'de Yahudi olmayan topluluklarin sivil ve dini haklarina saygi gosterilmesi gerektigine isaret etti. Sonuc olarak kisaca Balfour Deklarasyonu olarak bilinen bu mektubun ardinda, donemin Basbakani Lloyd George basta olmak uzere gelen Ingiliz Siyasetcilerin Siyonizm'e duydugu sempati kadar Itilaf devletleri adina Yahudilerim destegini kazanma arzusu da vardi. Bu baglamda ozellikle Amerika'daki buyuk Yahudi nufusunun ve henuz savasa tum gucuyle asilmayam Abd'nin destegi onemliydi. Amerika'daki Hristiyan toplumunun en tutucu ve radikal kanadini olusturan "Evanjelikler", Yahudilerin secilmis irk olduguna ve vaadedilmis topraklarda hakimiyet kurmalari gerektigini savunur, bu ugurda Yahudilere yardim edenlerin kurtulusa ereceklerine inanirlar. Zira onlara gore "Isa Mesih, ancak Yahudiler vaadedilmis topraklara hakim oldugunda dunyaya donecek ve insanligi kurtaracak"tir. Evanjelik oldugu bilinen Abd Baskani George W. Bush'un Israil'e kayitsiz sartsiz destek vermesi hala hafizalardaki sicakligini koruyor.
Siyonizm
On dokuzuncu yuzyilin sonlarindan itibaren Avrupa'daki Yahudiler arasinda, Kudus'te bulunan Sion Dagi'ndan ilhamla "Siyonizm" adi verilen din soslu siyasi bir akim, bir tur Yahudi milliyetciligi bas gostermisti. Sonucta herkes gibi Yahudiler de milliyetcilik akimindan etkilenmisti. 1897 yilinin Subat ayinda Dunya Siyonist Teskilati, Siyonizm'in babasi olarak kabul edilen Avusturyali Yahudi gazeteci Theodor Herlz onderliginde Isvicre'nin Basel kentinde ilk kongresini yapti. Teskilatin uyeleri, yani Siyonistler, Yahudiler icin bagimsiz bir vatan arayisina cikmisti. Bu vatanin Kanada, Guney Amerika, Ingilizlerin kontrolundeki Dogu Afrika(Uganda ya da Kenya) ya da akla en yatkin ihtimal olarak Filistin'de kurulabilecegini tartisiyorlardi. Son secenek surecte baskin cikti. 1900'lerin basinda vardiklari nokta suydu: "Ancak kendimize ait bir vatan olursa bu surekli surgun halinden kurtulabiliriz ve bu vatan icin en uygun yer, dini ve tarihi baglarimizin oldugu Filistin'dir."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Filistin adi nereden geliyor
Babillilerin m.ö 586'da Kudus'u ele gecirip Suleyman Tapinagi'ni yikmasiyla bolgedeki Yahudi hakimiyeti, bir daha kurulacagi 20. yuzyila kadar ortadan kalkacakti. Aradaki yirmi bes asir boyunca Filistin'i sirasiyla Persler, Yunanlar, Romalilar ve 638'de Hz. Omer'in Kudus'u almasinin ardindan da hepsi Musluman olan Emeviler, Abbasiler, Selcuklular, Fatimiler, Eyyubiler, Memlukler ve Osmanlilar yonetti. M.ö 66'da Filistin'i ele geciren Romalilarin bolgeye hakim olmasindan itibaren Yahudiler, sik sik ayaklanmaya baslamisti. 117-138 yillarinda iktidari elinde tutan Roma Imparatoru Hadrian, ayaklanmalardan illallah edince bolgenin Yahudi kimligini silmek adina o gunlerde Yehuda olarak bilinen adini, Yahudilerin iki asir savastigi milletten hareketle, Filistin olarak degistirdi. Romalilar bu isme asinaydi zira M.ö 5. yuzyilda yasayan unlu tarihci Heredot ve m.ö 4. yuzyilda yasamis olan Yunan dusunur Aristo, eserlerinde bolgeden Filistin adiyla bahsetmisti. Hadrian, kullanimi bir bakima resmilestirmisti. Imparator Yahudiligi fiilen yasakladigi gibi Yahudilerin cogunu bolgeden surmustu de. Yahudilerin asirlar surecek ve vaadedilmis topraklara donme hayaliyle yasayacaklari surgun hayati boyle baslamisti. Rusya ve Avrupa basta olmak uzere bircok yere dagilacaklardi.
Israil'in ortaya cikisi
Hem Yahudiligin hem de Islam'in atasi sayilan Hz. Ibrahim, m.ö 2000 yilinda Sumer sehir devletlerinden Ur'da ortaya cikip Yahudilik olarak bildigimiz dini teblig etmeye basladi. Dedigine gore vaaz ettiklerini yaparlarsa Tanri, onlardan secilmis bir millet cikartacakti. Ustelik bu millete bugun Kenan Diyari olarak bilinen(Filistin kiyi
Reklam
Aman aman
Aslinda onu elde etmek istiyorsam, en kestirme yol onu hemen kapi disari etmektir.
Bircok Afrika ulusunda demokrasi hicbir zaman olmadi, ancak kabilenin icinden cikan yonetim sistemi icindeki hukumdar genellikle tebasiyla ayni genis kabileden geliyordu. Somurgeciler cekildiginde, farkli halklara artik tanimli bir bolgede bir arada gruplanmis olduklari soylendi ve genel olarak, pek cogunun gozunde kendilerini yonetme hakki olmayan hukumdarlarin yonetimi altina sokuldular. Somurgeci mirasinda cifte celiski vardi. Birincisi birden fazla millet ve kabileden tekil ulus devletler yaratmakti, ikincisi ise Avrupalilarin bu halklara demokrasi ve kendi kaderini tayin fikirlerini miras birakmasiydi. Su siralar Afrika'da gordugumuz anlasmazlik ve catismalarin cogu bu hizli birlestirme deneyinden kaynaklidir.
Sayfa 175Kitabı okudu
...Bu durum yine de bazi insanlarin ustun varliklar, digerlerinin ise kirli olarak siniflandirildigi ayrilmis bir toplum yaratmistir ve bu insanlar "yerlerinde" kalmalidir. Bunun bir sonucu olarak, bazi kategorilerden insanlarin is basvurulari reddedilir ve seyahatleri kisitlanir. Sistem hakim olan kastin ayricalikli pozisyonlara sahip
Sayfa 159Kitabı okudu
Islam icindeki Sunni/Sia ayrismasi yedinci yuzyildan beri var ve bu sebeple neredeyse bu dinin kendisi kadar eski. Hiziplesme Hz Muhammed 632 yilinda oldukten sonra Islam'i kimin yonetecegi uzerineydi. "Sia't Ali" ya da "Ali taraftarlari", bugun Sia olarak adlandirdiklarimiz. Liderligin Hz Muhammed'in soyunda kalmasi gerektigini one surduler, kuzeni ve damadi Ali ibn Ebu Talib'in halifeligini desteklediler. Simdilerde Sunni olarak adlandirdiklarimizsa bunu kabul etmeyen, liderin toplum icindeki alim erkeklerden gelmesi gerektigini savunanlar. Sunniler simdinin Irak'inda cereyan eden Kerbela Olayi'nda Ali'nin ogullarindan birini Huseyin'i oldurerek ustun geldi. O zamandan beri iki gelenek de digerinin Islam'in dogru halini yasamadigini dusunur; ornegin, Sialar yalnizca Ali ve Huseyin uzerinden peygamber soyundan geldigini soyledikleri dini liderleri tanir. Yezid'in Huseyin'i olduren kisi oldugu soylendiginden Yezid isminde birinin Sia olmasi pek de ihtimal dahilinde degildir. Sunniler namaz esnasinda kollarini birlestirirken, Sialarin kollari yanlardadir. Araplarin cogunlugu Sunnidir anca Sialar Iran, Irak ve Bahreyn'de cogunluktur.
Sayfa 113Kitabı okudu
Avrupa Birligi'nin yapisindaki catlaklari gormustuk, bunlar milliyetcilige dogru kismi cekilmelere yol aciyor. Ortadogu'daki fark ise Araplarin ulus devlet kavramina daha az bagli ve bireysel ozgurluk hakkindaki fikirleri tam olarak icsellestirmemis olmalari; bu sebeple, hukumet kurumlari bozuldugunda pek cok kisi ulus devletin oncul
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Israil toplumu
...Eskenazlar genelde acik tenlidir ve yakin tarihteki kokleriyse Avrupa'ya dayanir. Sefaradlar Ibranice'de Ispanya anlamina gelen "Sepharad" ismini almislardir ve cogunlugu 1948 yilinda Israil'in kurulusunun ilan edilmesinden sonra Arap ulkelerinden gitmeye zorlanmis yuz binlerce Yahudi olusturur. Pek cougunun iyi egitimli olmasindan ve daha once yerlesmis olduklarindan Eskenazlar genelde elit kesmi olusturuyordu; devletin kurulusundan beri siyaset ve is haysti buyuk olcude onlarin hakimiyetindeydi. Son yillardaysa Sefaradlar nufuz bakimindan buyudu, dini partileri siklikla guc dengesini sagliyor ve bu sebeple koalisyon hukumetlerine davet ediliyorlar. Iki mezhep arasinda birkac pratik fark var ancak Ortadogulu ve Avrupali arkaplanlarinin etkiledigi kulturel ve siyasi farklar yuzunden mezhepler arasi evlilikler cok nadir olmasa da halen bir norm degildir. Kulture gelindigindeyse Sefaradlar hem muzik hem de yemek tercihlerinde daha Ortadoguluyken, Eskenazlarin beslenme duzenlerinin kokenleri Dogu Avrupa Yahudiligine gider.
Black Lives Matter
Dunyanin en zengin ulkesinde beyaz nufustaki her bin dogumda yenidogan olum orani yuzde 4.8 ancak bu oran siyahlar icin yuzde 11.7, yani kabaca Meksika gibi orta siralarda bir ulkenin oranlarina esit. Daha kotu saglik, daha az servet ve daha dusuk beklentilerin tamami iki yas kadar erken bir donemde gozle gorulur hale gelen daha az egitim
Arastirmalar giderek daha fazla akil almaz riskler alan ektrem kayakcilarin, genellikle heyecan arayan kisilik tipine sahip oldugunu gosteriyor. Bu durumu bu kisilerin odul yollarinda dusuk reseptor seviyelerine sahip olduklari anlamina gelen genetik faktorlere baglayan kanitlar var. Bunun olasi bir sonucu olarak da bu kisiler arzu edilen zevk seviyelerine ulasmak icin daha fazla uyarici etmene ihtiyac duyarak asiri risklere giriyorlar.
Sayfa 292Kitabı okudu
Uzun suren bir bagimlilik surecinde ozsayginin ve sosyal baglarin yok olmasi uzucu derecede yaygindir. Kulaga cok yavan gelebilir ancak ozsayginin ve sosyal baglarin elde edilmesi, genellikle iyilesmenin cok onemli bir parcasidir cunku kendiniz de dahil olmak uzere kimsenin sizi umursamadigina ikna olduysaniz, neden bir bagimlilikla savasmak icin ugrasasiniz ki?
Sayfa 279Kitabı okudu
152 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.