Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Daha da kötüsü attığım her adımda sevdiklerim suratıma çarpıyor
sözün kısası her günkü hayatı kastediyorum hani bir şiir yazarken bir düzyazıyı kaleme alırken durmak bilmeyen hayatı o her günkü her geçen günün gecesindeki nefreti yani her günkü parçalanmışlığı her nefes alışta yeniden yaşanan o beylik acıyı o alçak sonsuz elemi ve ne diyeyim ki daha
Reklam
üzerime bir hortum gibi çullanan nereden geldiği ve nereye gittiği belirsiz bir sel gibi akan ve beni önüne katıp sürükleyen sağa sola fırlatan ve sonra tutup bedenimi parça parça koparan ve önünde sürükleyen ve dalgalarıyla sallayıp iyice kaldırıp havaya sonra da yere çarpan ve çekilince sular geri düşüyorsam eğer düşüyorsam düşüyorsam savaştan değil söylüyorum size savaştan değil ama hayattan dolayıdır hayatımdan hayatımızdan dolayıdır
Ama neler oluyor bu da neyin nesi nereden geliyor bu acı Sustu zaman saat durdu akrep yelkovan donakaldı Bu da ne demek oluyor nedendir bu insanüstü kesinti
Bırakın kendimi dinleyeyim artık kendi düşlerime dalayım İçimdeki acıyı dinlemek benim de hakkım Başbaşa kalmak onunla yasak bir dünyanın ortasında Günleri ve ayları unutmak bana mı yasak yalnızca Bana mı yasak bir başıma söylemek eski bir laterna şarkısını
Huzuru yalnızca ta mezarlıkta mı bulayım istiyorsunuz Peşimden böyle mi geleceksiniz son istirahatgâhıma Hakkım yok mu ki benim de kendi tozum dumanım içinde savrulmaya
Reklam
Bırakın beni Biliyorum o kadar önemli değil bu Bir şiir eksik olmuş fazla olmuş şarkım şimdi susmuş Ya da bir başka gün susmuş ne çıkar ergeç susması gerek zaten
Ayaklarım eziliyor basarken taşlara sorunlar üstüme devriliyor Umudum yok yarınlardan günlük uğraşlarda boğuluyorum Acı olan da bu zaten attığım her adımda sevdiğim şeylere çarpıyorum
Savaş diyorum ama hayat da bir savaştır eninde sonunda Savaştakinden daha az insan öldürmek kuralı mıdır hayatın söyleyin bana Alışıldık şiddet işte ve sonunda olacağı dikilir bir mezar taşı Söyleyin bana hangisi hoşunuza gidiyor tüfek mi insan mı
Açılsaydı da ağzım görseydiniz vakti geldiğinde içimdeki geceyi
Reklam
Çok sonra öğrenecek onlar zamanın bedelinin nasıl değiştiğini Bense yok olup giden o parfüm kokusunu hâlâ anımsıyorum Gözlerim açıkken bile ışıkla kamaşan o zamanki yüreğimi yeniden buluyorum Sizlerin gençliğine bakarak kendi gençliğimi anımsıyorum
Tehlike her zaman tetikle Mutluluksa her zaman ortada Sanki çekilir hep tombalada Gül kazanır kimileri yalnızca Kimileri de kaybeder yatak yorganını Ve hep gökyüzünün o bulanık havası Ne sihirdir ne keramet Ya hep ya hiç demek marifet Yine de yine de yetinmemek
Geçince sabah erkenden aynaların karşısına hiç tanımıyorsun kendini Gün henüz başlamadan in gör sokakların tazeliğini Yitip gitmiş bir geçmiş titrek titrek dururken şu azıcık siste
Ey çocukluk bir akşamüstü bahçenin kapısını açtınız Kırlangıç kuyruğu misali siyah imzanızı eşikten içeri bıraktınız Dünyayı sanki kollarınızda taşıyor duygusu içinde Kendi gücünüzle her şey yeniden mümkün sanıyordunuz
Mevsimlere bakarak zamanı arşınladığını sanan kişi Yaşlanmış birisidir artık bundan böyle yapacağı geçmişini anmaktır Böylesi değişmelerde toz duman içinde kalır insan kaybeder yolunu Ve her baharın gelişinde yeşillenen yapraklar saklar bizden yeryüzü ufkunu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.