Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

e.

e.
@lvnia
6 kütüphaneci puanı
41 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
Sultan Süleyman'a kalmayan dünya, Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün. Nice bin senedir çürüyen canlar, Hakk'ın emri ile dirilir bir gün. Ne güzel yapıdır Cennet yapısı, Çok aradım, görünmedi kapısı. Benim korktuğum yol Sırat Köprüsü, Cehennem üstüne kurulur bir gün. Karşıki dağlar da karlı dağ olsa, Çevre yanı mor sümbüllü bağ
Reklam
Ne yaparsan yap olmaz bazen. Ama o kadar güzel olmaz ki ancak bu kadar güzel olmayabilirdi dersin.
Nereden bileceksin, şehrin sokaklarında Kaybolan ışıkların gözlerim olduğunu
Nurullah Genç
Nurullah Genç
youtube.com/watch?v=WUZppmQ...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim, su yandı, kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum, Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı. Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi. Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı. Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut. Bülbülün küllerine konan puhum da yandı. Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile. Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı. Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım, Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı. Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme. Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı. Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme. Ülkem yıkıldı heyhat! Ordugâhım da yandı. Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin, Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı. İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı. Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı. O'ndan başka ne varsa yandı, Yandık sen ve ben. O'nu göreyim diye, kıblegâhım da yandı.
Nurullah Genç
Nurullah Genç
youtube.com/watch?v=2C-QcLN...
Adımlarım yorgun, kelimelerim sararmış bir resim, İçimde kaybolan bir melodi, anlatamadığım bir hikayem. Dilimde dolaşan cümleler, çaresiz bir dansa bürünmüş, Gözlerimde yansıyan yorgunluk, sessizliğin derinliklerine düşmüş
Reklam
Gidelim buradan… Göğsünü sıkan, içini daraltan o laneti geride bırakıp gidelim. Burada yağmur bile güzel yağmıyor artık. Yağmuru güzel yağan bir yerlere gidelim. … İlaçlarını yanına alma. Kitaplarımı almayayım ben de. Biraz da onlar çıldırtmıyor mu bizi? Havası ilaç, denizi kitap bir yerlere gidelim
Ali Lidar
Ali Lidar
Sırf kalp kırmamak, kendime yakışanı yapmak için cevap veremediğim herkes kendini haklı zannetti
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Sana unutulmaz geceler bıraktım Sana en yorgun sabahlar... Gülüşümü.... Gözlerimi... Sonra sesimi bıraktım En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka.... Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye Vedalar bıraktım duraklarda... Ne ararsan bir sevdanın içinde Fazlasıyla bıraktım ardımda....
Mikayıl Müşfiq
Mikayıl Müşfiq
Sakın düşme Olena kuyular çok derin Her gece kuyuların yalnızlığını taşıyorum içimde Ne başımı kaldırıyorum ne uzanan bir el arıyorum ellerime Ama biliyorum Olena bir anda açılmıyor artık Nusretin kapıları Sakın unutma hatırla ama rahmetin bize yavaş yavaş yağacağını Ve hissediyorum yağan rahmet bize bir ateş getirecek Saracak her yanımızı öyle serin öyle ılık değecek ki tenlerimize O zaman anlayacaksın ciğeri yanıkların yanmayacağını Ah Olena görüyor musun nelere şahit oldun mısralarımda Ha bu gün ha yarın alıp başımı gidersem buralardan Beni böyle hatırla…
Fatih Buhara Benzek
Fatih Buhara Benzek
Kırık bir sandal bulsam girip içine ağlarım Bütün unutulmuşluklarımı Tek bir gecede unutup Kabul eder mi beni Tahta Su Ve karanlık
Ali Lidar
Ali Lidar
Reklam
Gözlerim, gri tonlarda bir dünyaya bakarken, içimdeki kasvetin kokusuyla dolup taşıyor. Caddeler bomboş, duvarlarda solgun renklerde grafiti yazılarını ararken, içimdeki derinliklerde kayboluyorum. Bu beton ormanında dolaşırken, yaşamın anlamsızlığına dair düşünceler beynimi sarhoş ediyor.
Bir beyaz kağıda her şey yazılabilir senin dışında güzelliğine benzetme bulmak zor bir şiir istersin “içinde benzetmeler olan” kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok
Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan
Ben zamanı gördüm, İçimde ve dışımda sessiz çalışıyordu, Bir mezar böyle kazılırdı ancak, Yıldırımsız ve baltasız, Bir orman böyle devrilirdi! Ben zamanı gördüm, Kaç bakışta bozdu hayalimi, Ve kaç düşüncede! Ben zamanı gördüm, Şimşek gibi bir ânın uçurumunda. Kim tanır bizi şimdiden sonra,
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama —kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!”
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
415 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.