İnsanlar hataları isteklerinden veya sıkıntılarından dolayı yaparlar. Senin de bu hatayı yapmana neden olan bir kusurun olduğunu düşünüyorum.
Sayfa 300 - VaveylaKitabı okudu
Arzular onları yerine getirmekle dinmez. Aksine arzular tıpkı tereyağının kutsal ateşe döküldüğünde, onun alevlenmesi gibi daha da alevlenir. İsterse dünyanın bütün zenginliği, pırlantaları, elmasları, altınları, hayvanları, kadınları, senin olsun yine de tatmin olamazsın. Bundan tek bir kurtuluş vardır o da kalbinle, dilinle ve davranışlarında hiçbir canlıya karşı suç işlememen. Ancak o zaman Brahma saflığına ulaşırsın. Ne zaman ki yokluğun kendisinden korkmaz ve hiçbir canlı da senden korkmaz hiçbir şey arzulamaz ve hiçbir canlıya zarar vermezsin ancak o zaman Brahma’nın saflığına ulaşırsın. Şüphesiz tek gerçek budur!
Sayfa 286 - VaveylaKitabı okudu
Kral Vasu, İndra tarafından kendisine hediye edilen, kristal gibi parlak arabasında gökyüzünde dolaşmaya çıktığında...
Sayfa 220 - VaveylaKitabı okudu
Poseidon? Enki? Ptah? ...
Bu çocuk göğün yüce efendisi ve üç dişli mızrağın taşıyıcısı, altın gibi parlayan Mahadeva’ya denkmiş.
Sayfa 180 - VaveylaKitabı okudu
Unutma öfkenin erdemin düşmanı olduğunu.
Sayfa 160 - VaveylaKitabı okudu
kaya parçalayan bir ok...
... Altın uçlu oklarıyla iblislerin aşağıya attığı kayaların hepsini bin parçaya ayırmış.
Sayfa 110 - VaveylaKitabı okudu
gökten düşen kaya şeklinde..
Dağlara benzeyen dev kayalar toprağın üzerine düştüğünde gök gürültüsüne benzer korkunç sesler yankılanmış. Bu kanlı savaştan en fazla etkilenen yeryüzünün kendisi olmuş.
Sayfa 109 - VaveylaKitabı okudu
gök yüzünden düşen ve kanları içen bir silah.. tanıdık geliyor..
Hiç durmadan alev gibi parlayan ve tüm düşmanları yok etmeye hazır silahını sağa sola, dört bir yöne savurmuş. Yuga döneminin sonunda yaratılmış tüm canlıları öldürecek olan bu silah alevler saçarak kah iblisleri takip edip yakaladığında onları ikiye bölerek kah onlara dediği anda alev alıp yakıp kül ederek iblisleri Yama’nın ülkesine göndermiş. Ancak bu korkunç silahın marifeti bununla bitmezmiş çünkü aynı zamanda toprağın üstüne yaralı olarak düşen iblislerin üzerine çöreklenip kanlarını içmiş.
Sayfa 109 - VaveylaKitabı okudu
Hmm
Narayana’nın elindeki keskin disk Sudarsana, Agni(ateş) gibi parlayarak gökyüzünden savaş alanına doğru inmiş.
Sayfa 109 - VaveylaKitabı okudu
teknolojiyi bilmeyen nasıl anlatabilir ki..
Bir süre sonra, suyun içinden zarif ve parlak ay, ışıklar saçarak suyun üstünde yükselmeye başlamış. Onun ardından Lotus çiçeğinin ortasında oturan, beyazlar içindeki Lakşmi çıkmış çalkalanan denizin sularının içinden. Lakşmi’nin ardından şarabın tanrıçası Sura Devi ve düşünceden dahi daha hızlı hareket eden beyaz at Uçaisrava çıkmış denizin içinden.
Sayfa 107 - VaveylaKitabı okudu