“Ne olduysa hayırlısı için oldu
Ne oluyorsa hayırlısı için oluyor.
Ne olacaksa hayırlısı için olacak.
Ne kaybettin ki ağlıyorsun?
Ne getirdin ki kaybettin?
Ne yarattın ki yok oldu?
Ne aldıysan buradaydı
Ne verdiysen buradaydı
Sana bugün ait olan
Dün başkasına aitti.
Yarın da bir başkasına ait olacak.
O zaman ne için boşuna üzülüyorsun?”
Mahabharata Destanı/ Bhagavadgit
Yedi perdelik dramdan oluşan bu oyun, Hint Edebiyatı'nın en önemli başyapıtlardan birisidir. Kalidasa, bir Hint destanı olan "Mahabharata" ile benzerlikler içeren bu eseriyle tasvir gücü yüklü bir oyun yazarlığı ortaya çıkarmıştır.
Kitap, yoğun betimlemelerle anlatılan olaylar akışında yavaş ilerlese de aşkın ince ifadesine kapılan onca cümlenin hayal gücünü zorlayan bütünlüğünde kayboluyorsunuz. Konunun merakı içinden sıyrılıp doğanın, estetiğin ve şiirselliğin verdiği anlatım hazzıyla büyülü bir sona ulaşıyorsunuz.
Şakuntala, birçok şair ve yazar tarafından örnek alınmaya lâyık görülmüş eşsiz bir eserdir.
HİNDUİZM (M.Ö. On üçüncü yüzyıl dolaylan)
Kendine yapılmasını istemediklerini başkalarına yapma...
Dharma budur. Dikkat edin.
—Mahabharata
JUDAİZM (M.Ö. On üçüncü yüzyıl dolayları)
Sana kötü olanı komşuna yapma; Tevrat’ın özü budur; gerisi yorumdur; öğren.
— Babil Talmudu
ZERDÜŞTLÜK (M.Ö. On ikinci yüzyıl dolayları)
İnsan yalnızca kendisi için iyi olmayanı başkasına yapmadığında iyidir.
—Dadistan-ı Dinik
BUDİZM (M.Ö. Altıncı yüzyıl dolayları)
Sana can yakıcı gelecek şekilde diğerlerinin canını yakma.
—Tibetli Dhammapada
KONFÜÇYÛSÇÜLÜK (M.Û. Altıncı yüzyıl dolayları)
Sana yapılmasını istemediğin şeyleri başkalarına yapma.
— Konjüçyüs
İSLAM (M.S. Yedinci yüzyıl dolaylan)
Kendiniz için dilediğinizi başkaları için dilemediğiniz sürece hiçbiriniz mümin değilsinizdir.
—Hadis
BAHAÎ (M.S. On dokuzuncu yüzyıl dolaylan)
Sana yüklenmesini istemediğini başkasına yükleme ve sana söylenmesini istemediğini başkasına söyleme. Buyruğum budur, öğren.
—Bahaullah.
İnsanoğlunun ilk yazınsal başyapıtı; Gılgamış Destanı
Günümüzden beş bin yıl önce insanlığın bu ilk yazılı ürününde; Sümer şehir devleti Uruk'un acımasız kralı Gılgamış'ın, Enkidu ile olan dostluğu, onun ölümünden sonra ölümsüzlüğü araması ve bu süreçte başından geçen olaylar anlatılıyor.
Kil tabletlere çivi yazısı formunda işlenmiş olan Gılgamış Destanı; Yunan destanı İlyada'dan, Hint destanı Mâhâbhârata'dan bin beş yüz yıl öncesine tarihleniyor. Çok tanrılı toplum yapısına sahip, mitolojik unsurları bolca barındıran bu destanı okuduğunuzda, aradan binlerce yıl geçsede insanın yaratılıştan gelen özelliklerinin değişmediğini söylemek mümkün.
Toplam oniki kil tabletin önlü arkalı her iki yüzüne bir nevi şiir formatında yazılmış bu destan, Sait Maden'in batı kaynaklarından derlediği, güzel çevirisiyle okuması çok keyifli bir şekilde Türkçe'ye kazandırılmış.
İyi okumalar.
Gılgamış DestanıAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20235,1bin okunma
Hindistan’da uçan daire şeklindeki gemilerden yeryüzüne oklar atan tanrılardan bahseden, yaklaşık üç bin yıl önce yazılmış bir destan vardır. Tanrıların gürültü çıkaran oklarının düştüğü yerde hiçbir canlı sağ kalmaz. Yakınlarında bulunan insan veya hayvanlardan eğer canlı kalan olursa, bunların ise derileri dökülür, yavaşça ve acı çekerek ölürler. Sanki bu oklar nükleer füzelermiş gibi anlatılır. Bu destanın adı “Mahabharata” yani “Büyük Savaş”tır.