“Cinayet, korkunç derecede yorucudur.” Albert Camus
Sherlock Holmes “Dedektiflik biliminin ayak izi araştırması kadar ihmal edilmiş başka bir alanı yoktur” der.
"1895-1982 yılları arasında Münih'te yaşamış olan Carl Orff, müzik sevgisini piyanist olan annesinden aldı. Carmina Burana'yı 1935 yılında besteledi. Beste ilk seslendirildiğinde halk tarafından çok beğenildi ve büyük yankı uyandırdı. Ancak bazı eleştirmenlerden olumsuz tepkiler aldı. Bu tepkilerin, Carmina Burana'nın açık saçık şarkılardan derlenmiş olmasından kay naklandığı düşünülüyor."
“Carmina Burana, çoğu bölümü orta çağ Latincesi ve bazı bölümleri de orta çağ Almancasıyla yazılmış 318 şarkıdan oluşmaktadır. Almanya'da Münih kentindeki Benediktin manastırında bulunan ve halen orada saklanmakta olan el yazmaları esas alınarak Carl Orff tarafından bestelenmiştir."
'Bir kez yalan söylemeye başlarsanız sonuna kadar yalan söylemek zorunda kalırsınız.'
Ne kadar çok kitap vardı okunması gereken.
Dünyadaki en tuhaf duygulardan birisidir insanın yaşadığı çevreye topluma hatta dünyaya yabancılaşması.
Sayfa 366
Güneş, ay ve gerçekler uzun süre saklanamaz.
Çin Atasözü
"Kader mi? Bütün suçlular sonunda kaderden dem vurur."
" Bir suç işlenmişse, sonuçta o eylemden en fazla çıkar sağlayacak olan kişi en fazla kuşkulanılması gereken kişidir"
Çalışma Üzerine
… bir konuda tıkandığını hissettiğinde ara verir, polisiye romanı okumaya başlardı. Böylece, zihninin yoğunlaştığı konudan uzaklaşmasını sağlardı. Bir süre roman okuduktan sonra tekrar çalışmaya döndüğünde konuları daha iyi analiz edebildiğini deneyerek öğrenmişti.
Sayfa 221Kitabı okudu
‘Vicdanı, insan beynini rahat bırakmaz. İnsan bir suç işlemişse bunu sonsuza kadar inkar etmeyi sürdüremez. Sonunda vicdanının sesine teslim olur.’
Sayfa 126Kitabı okudu
Dünyadaki en tuhaf duygulardan birisidir insanın yaşadığı çevreye, topluma, hatta dünyaya yabancılaşması. Bu duyguya kapılan insan bir rüzgârın önünde oradan oraya savrulan bir yaprak gibi hisseder kendisini.
Kitaplığı süs gibi kullananlar genellikle kitapları boy sırasına göre dizer, oysa okuyanlar onları konularına göre ayırıp öyle yerleştirirler.
Sayfa 116