Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tasavvuf edebiyatında farklı bir ser-i hoş olma, sarhoş olma hali anlatılır. Hayret makamı. Ömer Hayyam'da görüyoruz, Hâfız'da görüyoruz, Mevlânâ'da görüyoruz. Bugün Türkçede, “Adama bak amma lâubâli” deriz. Oysa “bâl” akıl demektir, “lâ-ûbâlí” de aklı başında olmayana denir ve bu tasavvufta bir haldir. “Lâubâliyem men lâubâli” diye beyitler vardır. Burada aslında aklı başında olmayana atıf yapılmaktadır. Çünkü akıl baştayken bu sözler sizden sâdır olamıyor. Akıl, daha doğrusu mantık sizi sınırlıyor. Bir sermestlik haline, sarhoşluk haline ihtiyaç var.
İnadı bırak. Gururu, kibri bırak. İsyanı bırak. Boyun kes. Yani eyvallah de, kabul et.
Reklam
“Aman maneviyatı düşünme!” Maneviyat tüketim çarkına girmeyen bir insan modeli çıkaracaktır ortaya. Neden? Çünkü o kişi, hayatın anlamını nesnelerde değil kendisinde arayacaktır.
Zaten “ölmeden evvel ölenler bu sırra erenlerdir.” Daha sonra ayan ve beyan olacak zaten birçok şey, ama o aydınlanmayı burada elde etmek gerekiyor.
Herkes kesesi kadar doldurur, evine gider, o keseden yemek yapar. Allah mübarek etsin, oturur yer. Kimisi de yan gelir yatar. Hatta bohçasının altı yırtık olduğu için daha kapının dışına çıktığında içine ne konmuşsa döküle döküle gider.
Reklam
Hâlbuki bir kalpte iki sevgi yaratılmamıştır. Büyükler “El kârda, gönül yârda” demişlerdir.
Allah bizi yaratmıştır ama ilâhları biz yarattık ve bu ilâhların varlığı yoktur. O ilahlar paradır, o ilâhlar makamdır, o ilâhlar mevkidir, o ilâhlar servettir, etikettir, giyimdir, kuşamdır, markalardır, şu takımdır bu takımdır. Yani kendimizden daha fazla sevdiğimiz her şey ilâhtır.
Mâneviyat gücünü elde edenler her zaman bâkîdirler.
“Sen haklısın. Sen de haklısın. Ama ben de haklıyım.”
Reklam
İnsanoğlunun tabiatı uzaklaşmaya meyyaldir. Bir şeye ulaşamayacaksa bir müddet sonra ondan gevşemeye onu bırakmaya başlar. Ümit en güzelidir. Bir gün... Ama bir gün...
Mesela bazıları sarhoş olunca dindarlaşır. Normal zamanlarda laikliğe aykırı bulduğu şeyleri söylemeye, bir anda salâvat getirmeye başlar. Narkozdan ayılırken de çok ilginç şeyler söyler insan. Neden? Çünkü tamamen üst benlik gitmiş, maskeler gitmiş olur.
Yaşayanlar bilir. Mecazi aşktan geçmiş, onu tecrübe etmiş kimseler ‘Bu değildi; benim beklediğim, istediğim. O ellerimin titrediği, betimin benzimin attığı, boncuk boncuk terlediğim, dilimin tutulduğu...’
Aydınlanma mı diyorlar karalanma mı diyorlar... Bir şeyler bir yerlerde koptu.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.