Anadolu'nun kapısının milletimize açılmasına vesile olan Malazgirt Zaferi'nin 950. yıl dönümü kutlu olsun. 🇹🇷
"Size öyle bir vatan aldım ki; ebediyyen sizin olacaktır."
Sultan Alparslan 🕊️
#Malazgirt Zaferi
#26 Ağustos 1071
-Sultan Alparslan (Ebu-l Feth,Ebu Şüca, Adüdüddevle)Türklerin atası olarak kabul edilen Sultan Alparslan Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya yerleşmesini sağlayan ve Fırat'ı geçen ilk hükümdar. 1071 yılında kazanmış olduğu Malazgirt Muharebesi ile Türklere Anadolu'yu ilelebet türk yurdu kılmıştır.
Anlam ile Tanımlanmak
✿ ✿ ✿
Anadolu coğrafyası, Yunan ile Pers Medeniyetlerinin buluştuğu, Grek ile Helenistik düşünce medeniyetlerini Bağdat’a taşıdıkları bir güzergâh ve yoğrulma yeridir. Malazgirt zaferiyle, bu doğu batı yoğrulması Hristiyan değerlerinden İslâm değerlerine geçti. Bu süreçten itibaren Anadolu’nun Yunan, Grek,
Malazgirt'te Alpaslan'ın dilinde, surlarda Ulubatlı'nın elinde Çanakkale cihadının yılında ; zemin kan kırmızı Ay Yıldızı Ak o mübarek bayrak, işte bu bayrak ❗
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Sevgili https://1000kitap.com/Nordavind 'nın önerisiyle daha çok okurun yararlanması için belgesel önerilerimi bir iletide toplamaya karar verdim. İşte naçizane önerilerim:
*Kapitalizm sisteminin nasıl işlediğini, nasıl kandırıldığımızı, tüketime zorlandığımızı anlatan çok güzel bir belgesel: THE LIGHTBULB CONSPIRACY
*Kapitalizm ve şirket
Ben kötü kişilerin her bir sözünde, her bir davranışında doğru yoldan sapmak dışında bir halini görmedim; çünkü kişi doğru yoldan bir kez ayrılınca, hangi aşırılığa düşmüş olursa olsun, artık hep erdemden yoksundur.
(...)
Tarihine, kültürüne, medeniyet ve san'atına yabancı bir yaratık için bütün kalleşlikler, bütün züppelikler, bütün inkârlar kısacası mutlak bencillik ve yıkma zevki mümkün görünür, kolay görünür. Böyleleri için Malazgirt herhangi bir ova, Rumelihisarı herhangi bir duvar, Bursa şehirlerden bir şehir, Sakarya da rastgele bir ırmaktır. Gider, görür ve daha güzel ırmakları, yeşili daha göz alıcı ovaları, daha büyük şehirleri düşünür geçer. İşte bu kültürsüzlük, bu soysuzluktur ki, kelimeleri, kravatlara, mendillere döndürüyor, onlar, böylece de "kent"i "şehir", "koşul"u "şart", Farsça "zor"dan zorlama "zorunluluk" ucubesini "mecburiyet", Ermenice ve Ermenice çeşnili "örneğin"i "mesela" yerine koymaktan çekinmiyor
(...)
Tarık Buğra - (Hisar, 1967)