Ne olabilirim bir peygamber ve yalancıdan başka,
Anası peri, babası keşiş?
Süt dişleri çarmıhta çıkmış,
Beşiği suyun altında,
İblisin Tanrı’dan olma kızından başka
Ne olabilirim ?
çelik gibi iradeye sahip diktatörler tarihe karıştı. bundan böyle stalin, hitler gibi diktatörler olmayacak. bu vahim dünyanın yöneticileri kazara yöneticilik konumuna gelmişlerdir; anlayamadıkları devasa bir makineyi yönetmeye çalışan, hangi düğmeye basmaları gerektiğini kendilerine söylemeleri için uzmanlara ihtiyaç duyan beceriksiz dehşete kapılmış pilotlara benzemektedirler.
İnsanları hayal kırıklığına uğratmak zorunda olduğum gibi tuhaf bir düşünceye kendimi ikna etmeyi bir şekilde başarmıştım. Biri bana para uzatıp, "Aslında harcamamalısın ama seni biliyoruz, o yüzden muhtemelen yine de harcarsın," dese, parayı harcamam gerektiğini, onları hayal kırıklığına uğratmanın benim görevim olduğunu hissederdim ve hemen dışarı fırlar ve son kuruşa kadar harcardım.
Bu dünya mutsuz insanlarla dolu desem abartmış olmam herhalde. Yine de utanç duymadan "topluma" gösterebilecekleri sefaletlere sahiplerdi. "Toplum" ise onların bu gösterisini hemen anlar ve onlara sempati duyardı.
Öte yandan benim mutsuzluğum tamamen kendi suçluluğumun ürünüydü, bu yüzden başvurabileceğim kimse yoktu.
"İllegal". Bu kelime içimde hafif bir heyecan uyandırdı. Daha doğrusu, konsepti neredeyse rahatlatıcı bulurdum. Çünkü beni korkutan dünyanın legal parçalarıydı.
Sıradan biriyimdir ben. Herkesin sıradan olduğu bir aileden geliyorum, beylik düşüncelerin, vasat notların silik çehresiyle alışılagelmiş biçimde yetiştirildim.
ilkbaharı kutlamak için henüz dünyaya gelmiş bir hayvan yavrusu gibiydi. Bağımsız bir yaşamla dolu gözleri neşeyle parlıyor, gülüyor, öfkeyi, şaşkınlığı ya da umutsuzluğu dile getiriyordu.
(Tanrı) Çamur evlerde oturanlara,
Mayası toprak olanlara,
Güveden kolay ezilenlere mi güvenir?
Ömürleri sabahtan akşama varmaz,
Kimse farkına varmadan sonsuza dek yok olurlar.
İçlerindeki çadır ipleri çekilince,
Bilgelikten yoksun olarak ölüp giderler.
Eyüp 4:19-21