Yaaa Marika
Sevdadan yana
Bak bize yine hasret düştü
Sar ordan acılı bir şiir
Gözyaşımızı vur kadehe
Sabaha çıkmaz bu gece
Doldur be Marika
Biri sana ,
Biri bahtıma
Biri uzaklara
İçelim, güzelim
Doldur be Marika doldur bre.
🫴H.d.
Yatarken üç ihlas oku, üç "Kul huvallahu" oku.
"Ya Rabbi bu okuduğum üç ihlas mağripten
mașrika, gündoğudan günbatıya Senin mülkünde
yatan ne kadar evliyaların Peygamberlerin varsa
cümlesine selam edip gönderirim. Onların nurlarıyla
benim kalbimi nurlandır, beni aydınlık kıl ya Rabbi
Bana onların himmetlerinden gönderip beni ihya
eyle ya Rabbi" desen, kırk gece böyle şey etsen,
Peygamberlerin meclisine seni çağırırlar. Evliyalar
meclisine rüyanda olsun girersin. lyi kul olursun.
Onların zikrine rahmet iner.
Şeyh Nâzım Kıbrıs-i El-Hakkani (k.s.)
...
"çiçekler geldi aklıma her nedense
Gelincikler kaktüsler fulyalar
İstanbul'da Kadıköy'de Fulya tarlasında öptüm Marika'yı
Ağzı acıbadem kokuyoryaşım on yedi
Kolan vurdu yüreğim salıncak buluklara girdi çıktı
çiçekleri severmişim meğer
üç kırmızı karanfil yolladı bana hapishaneye yoldaşlar 1948
Yıldızları
İstanbul Destanı
İstanbul deyince aklıma martı gelir.
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık, yarısı kuş.
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir,
bir varmış, bir yokmuş.
''Yıl 62 Mart 28
Prag-Berlin treninde pencerenin yanındayım
Akşam oluyor
Dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer
Akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedim toprağı severmişim meğer
Toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen
Ben sürmedim
Platonik biricik sevdam da buymuş meğer
Meğer ırmağı
Yıl 62 Mart 28
Prag-Berlin treninde pencerenin yanındayım
Akşam oluyor
Dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer
Akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedim toprağı severmişim meğer
Toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen
Ben sürmedim
Platonik biricik sevdam da buymuş meğer
Meğer ırmağı