cinayet, polisiye, psikolojik gerilim tarzından hoşlanan birisi olarak, öncelikle şunu belirtmeden geçemeyeceğim, okuyan herkesin aynı fikir de olduğundan eminim. okuduğu okulların kitap üzerindeki faydası yadsınamaz. patolojik bulgular olsun, laborant yaklaşımı, kanla ilgili tespitleri çok güzel. ancak, sadece bu kitapta değil, ilk kitap olan cerrahta da gözümden kaçmadı, kahramanı Rizzoli'yi aşırı kompleksli göstermiş, yeriyor mu, övüyor mu belli değil, bir kadın kahraman seçip, onun üzerinden giriş, gelişme, sonuç kısımlarını yazıp, bu kadar da hor gören, zayıflığını bastırırken, daha da dibe vuran bir karakter gibi göstermesi hayal kırıklığı oluşturdu ben de. evet, meslek zor, ülke şartları ve kadın-erkek eşitliğinin lafta kalması güzel vurgulanmış, lakin, "vur, dedik, öldürdün" deyimi cuk diye oturuyor kitapta. psikolojik olarak ele alınca ise, seri katil Warren Hoyt kesinlikle çok güzel tahlil edilmiş, bir seri katilin hislerini bu denli duyumsayarak yazması ise ayrı bir başarı. kitapta kopukluklar var, Çırak ismi verilen Dominator katil ise hayalet misali kitapta, finali beni tatmin etmedi. bir kitap çırak için yazılacak, çırak ise beyhude bir tanımlama olarak kalacak. bir de gökyüzünden düşen kişi var ki, onunla ilgili detayı Türk dizileri gibi gözden kaçırmamak lazım, neden kestirilip, atıldı... ? neyse.. okunmaya değer, ama öyle aman aman da bir kitap değildi bana göre... iyi geceler... keyifli okumalar..