"Shakespeare, piyeslerinin basılmış kitaplar haline gelebileceğini, bunların sayılıp birbirile mukayese edileceğini ve hesaba çekileceğini aklına bile getirmemiştir. Yazarken onun gözlerinin önünde daha ziyade sahne vardı. Dramlarını, sahneden aşağı doğru uzanarak kulaklara ve gözlere şöyle temas eden ve çabucak geçip gidiveren, elle tutulması, araştırılması imkânsız, hareketli ve canlı bir şey olarak görüyordu; ve bu şekilde mesele yalnız icap ettiği anda tesirli ve manâlı olmak idi."
On altıncı asrın hiçbir büyük tiyatro muharriri, hiçbir büyük İngiliz şairi hakkında, Shakespeare hakkında bildiğimizden daha fazla bir şey bilmiyoruz.
Yeryüzünden sersem insanların tamamen yok olup gitmesine ve herkesin, ne kadar açık olursa olsun, her hakikati görmesine imkân olmadığını; ve sakat işleyen kafalar her zaman kendilerine yoldaş bulabileceği için bu nevi acayiplikler daha da devam edecektir.
Sanatta sadece hakikî sanat, yani içinde geliştiği kitleye organik bağlarla bağlı olan ve bu kitleye bir şeyler vermek isteyen sanatla, kendi içine kapanık gaflet uykusuna yatmış yalancı oyunlar dâvası vardır.
Dünyada olup biten dev gibi hâdiselere zorla gözlerini kapamak ve gözleri kapatmak isteyenlerin çokluğu, dünyanın gidişine ayak uydurmak isteyenlerin yürüyüşünü hayli ağırlaştırmıştır.
Bence hayattaki her şey gibi, edebiyat da bir hizmet ve bir mücadeledir. Ve yukarıda söylediğim şeye, daha doğruya, daha iyiye, daha güzele götüren bir mücadele ve hiçbir zaman yüksek ruhlu bay üdebanın
Kitle ile beraber ıstırap çekmiyen, halkın sevinci ile yüzü gülüp onun isyanı ile şaha kalkmıyan, nabzı kitlenin nabzile ayni tempoda atmıyan adamın kitleye "sen" diye hitabetmesi hattâ gülünçten de ileri bir şeydir.
Edebiyat, hattâ alelumum(genel olarak) sanat, bence sanatkârın düşündüğü ve duyduğu bir fikrin ve bir hissin ortaya atılması, tamim edilmesi(genelleştirilmesi) demektir; yani bir nevi propagandadır. Ben hiçbir zaman sanatın maksatsız olduğuna kani olmadım. Sanatın bir tek ve sarih(açık) maksadı vardır: İnsanları daha iyiye, daha doğruya, daha güzele yükseltmek, insanlarda bu yükselme arzusunu uyandırmak. Sanatın, ve burada mevzuumuz edebiyat olduğuna göre edebiyatın, bu manâda gelişmesini isterim. Bu takdirde de endividüalizmden(bireycilikten) mümkün olduğu kadar hayata, muhite dönmek, muhitten birçok şeyler almak ve muhite birçok şeyler vererek yazmak lâzımdır.