“Zeytin çekirdeklerini masaya koyabilirsin.
İstersen yağmuru dindirebilirsin.”
İstemiyorum bunu, yalnızca bir bardak çay
sonra bir bardak daha.
Geçer yüzümün solgunluğu,
damlalar yavaş yavaş kayar camdan.
Çay tanelerini çiğneyip
zamanın yavaşlamasından bulduğum cesaretle
hayatımız için büyük sözler söyleyebilirim:
Onurlu bir yoksulluğu seçtik
nelerden yoksun olduğumuzu hiç bilmeden.
“Aslına bakarsan ben gerçekten de tehlikeliyim. Zehirliyim. İçim öfkeyle dolu. Zihnimde herkesle ilgili kötü, öfkeli düşünceler dolanıyor. Bu nedenle insanlardan uzak duruyorum. Bu nedenle bu kadar yalnızım.”