Hayatta kalanların görevi aşırı keder görünümüyle hayatta kalanların mutsuzlugunu çoğaltmaktan sakınmak değil midir? Bu ayrıca kendine borçlu olduğun bir görev çünkü aşırı üzüntü gelişmeyi ya da eğlenmeyi ve hatta günlük işlerini yapmanı engeller ki, günlük işlerini yapmayan hiç kimse topluma uygun biri olmaz.
"Gurur," diye gözlemde bulundu Mary, her zamanki gibi fikirlerinin sağlamlığıyla övünç duyarak, "bence çok yaygın bir kusurdur.
Okuduğum onca şeyden sonra şuna inandım ki gerçekten çok yaygın; insan doğası gurura bilhassa eğimli; o ya da bu gerçek ya da hayali bir özellikten ötürü kendinden memnuniyet duymayan pek az kişi vardır. Gurur ve gösteriş farklı şeyler, ama sık sık aynı anlamda kullanılıyorlar. İnsan gösteriş düşkünü olmadan gururlu olabilir. Gurur daha çok kendimizle ilgili görüşümüze bağlıdır, gösteriş ise bizim hakkımızda başkalarına ne düşündürtmek istediğimize."
Bu zamansız ve verimsiz çiçeklenmenin kaynağında yanlış eğitim sistemini buluyorum; bu konuda yazan erkekler, dişi cinsi insan olarak değilde kadın olarak gördüklerinden, onları şefkatli eşler ve akılcı annelerden ziyade, alımlı metresler olarak şekillendirmeye yatkınlar.
Ayrıca kadınlardan yalnızca kişisel görevleri başarmaları beklenirken, erkekler çok çeşitli hazlar peşinden koşacaklardır; sadakat bilmeyen erkekler sadakat bilmeyen kadınlar yaratır.
Kendilerine kamusal yararın öğretme diye, sivil haklarının tanınmadığı cahil yaratıklar olarak kadınlar misilleme yaparak kendilerince adaleti sağlamaya çalıştıklarında suçlanmazlar da!
Kadınlar nedenli cahil olurlarsa olsunlar, özel görevlerini ihmal ederek, kurnazlıklarla, küçük hilelerle, daha ciddi konulara, kendi anlayışlarının ötesinde bulunan akıl işlerinde burunlarını sokacaklardır.
Eğer kadınların sesleri bastırılacaksa, eğer kadınlar insanoğlunun doğal haklarından mahrum bırakılacaksa, haksızlık ve tutarsızlık suçlaması boşa çıkarmak için, öncelikle kadınların aklı olmadığını kanıtlamanz gerekmektedir.
Zayıf krallardan zayıf aile reisleri kadar her türlü tiran da bu mazeretin ardına sığmaz mı? Bunların en büyük arzusu aklı ezip geçmektir; gene de tahtlarını her zaman başkalarının yararına kullandıklarını iddia ederler. Kadınlardan sivil ve Siyasal haklarını esirerek onları aile hapishanesi zifiri karanlığında kalmaya zorlarken sizde benzer bir şey yapmış olmuyor musunuz?
İnsan ırkının yarısının diğer yarısı tarafından devlet yönetimine her türlü katılımdan uzak tutulması, Soyut ilkeler açısından bakıldığında açıklanması imkansız bir Siyasal olgudur.
Kadınların haklarını kazanması yolunda verdiği mücadelede temel savım bu yılın ilkedir; kadın eğitim yoluyla erkeğin kafa arkadaşı olabilecek şekilde yetiştirilmezse, bilgi ve Erdem’in yayılması önünde engel oluşturacaktır; çünkü hakikat herkes için ulaşılabilir olmalıdır, yoksa genel uygulamada etkisiz olacaktır.