Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve

336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Yine muhteşem bir kitap okudum ve buradayım. Körlük; virgüllü diyaloglarıyla, isimsiz karakterleriyle gerçekten farklı bir roman. İnsan olmanın gerçeklerini oldukça sert çarpıyor suratlara. İsimlerimizi ardımızda bıraktığımızda hepimizin aynı olduğunu ne de güzel anlatıyor. Mesleğimiz, toplumsal statümüz, kimliğimiz bir anda hiç oluyor gözlerimize o beyaz perde çekildiğinde. O andan itibaren ahlak kuralları, görgü kuralları, trafik kuralları, ne kadar kural varsa hepsi yok oluyor; yegane kural ne yaparsan yap ama hayatta kal oluyor. Peki doktorun karısı neden kör olmadı? Belki de kör olmadığı halde kocasını bırakmayıp karantinaya gitmeye karar verdiği an yazıldı kaderi. Ya da bu kabusun, kaotik ortamın, bu dehşet sahnelerininin tanık olacak bir çift göze ihtiyacı vardı. Kalp atışlarımı hızlandıran,beni ter içinde bırakan hatta uykularımı kaçıran bir roman yazmışsın Saramago. İyi ki yazmışsın, ben de iyi ki okumuşum.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,8bin okunma
Reklam
382 syf.
9/10 puan verdi
·
30 günde okudu
Hayatımda en uzun sürede okuduğum kitap galiba ama bu süre diğer okurları lütfen yanıltmasın. Bu aralar girdiğim yoğun tempodan dolayı yeterli vakit bulamadım. Kitap oldukça akıcı. Dil olarak da son derece keyifli, kelime dağarcığımı oldukça genişletti. İnsanı oldukça geliştiren bir kitap. Anlatım tekniğine tek kelimeyle bayıldım. Roman okuyormuş izlenimini altında çok ince bir hiciv sizi bekliyor olacak. Keyifli bir olay örgüsü okuru içine çekerken yazarın alt metin olarak kurguladığı zaman üzerine düşünceler, batılılaşma yenileşme fikirleri, 19 ve 20. yy insanı tasvirleri Tanpınar’ın ne kadar büyük ve kıymetli bir edebiyatçı olduğunu bana bir kez daha hatırlattı. Her insanın mutlaka okuması ve okutturması gereken muhteşem bir insan ve onun muhteşem yapıtı. Söylenecek fazla bir söz yok. Herkese keyifli okumalar!
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,6bin okunma
85 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gelmiş ve gelecek en kıymetli yazarlardan biri olan Victor Hugo’nun bu eserine tek kelimeyle bayıldım. Kimi yerlerinde nefes almamı zorlaştıran kalbimi çarpıntılara sürükleyen bedenimi ateşler içinde yakan bu romanı okumak benim için unutulmaz bir serüvendi. Okuma boyunca zihnimi 2 soru ciddi şekilde meşgul etti. Birincisi: “Cinayeti işleyen katil mi, idamı bir şölen gibi izlemek için can atan toplum mu?” Bu korkunç olay karşısında insanların coşkusu, bir film seyredermişcesine meydanları hıncahınç dolduruşları kanımı dondurdu. Orada, idam sehpasındaki bir insandı! Sen ve ben gibi!Üstelik bizler hayatlarımızın nasıl sonlanacağını bilmezken, kaderin bizlere ne gibi sürprizleri olduğunu bilmeden sonsuz bir hayatımız varmışçasına yaşarken... Belki de o kalabalığın içinden bazılarımızı kader günün birinde o sehpaya çıkaracaktı! Bunu yazar da olağanüstü güzellikte ifade etmiş, alıntılamıştım zaten. İkinci soru da: Ölmektense tutsak bir şekilde yaşamak daha mı iyidir? Bu soruya kendi kendime tabi ki ölüm daha iyidir diye yanıt vermiştim ben de tıpkı karakter gibi. Ama korkunç sona yaklaştıkça aslında insanın nasıl da yaşamaya eğilimli olduğunu acı bir şekilde anladım karakterle birlikte. Üstelik yaşamla arasındaki son köprü de yıkılmış, koşulsuz sevgi kaynağı biricik can parçası evladı bile kendini tanımamıştı. Buna rağmen insanoğlu yaşamak istiyordu. Ama çoktan karar alınmış saat 4 olmuştu bile. Herkese keyifli okumalar.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · Karbon Kitaplar · 2018120,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
240 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İtalyan yönetmen Ferzan Özpetek’i ilk defa okudum ancak filmlerini izleme fırsatı bulmuştum. Romanını okurken de filmlerinden birini izliyormuş izlenimine kapıldım. Yemek masası sahneleri, eşcinsel karakterler yönetmenin olmazsa olmazıdır. Kitapta da çokça vardı. Kendi hayatından da kesitler sunduğu romanda renkli ve tutkulu bir aşk hikayesi okuyoruz. Hikayenin samimiyetini sevdim; çözümlemeler ve anlatıcının iç dünyası oldukça içten ve yalın bir şekilde ifade edilmişti. Rengarenk aşklar ve dostluklar içimi ısıttı. Fakat azımsanamayacak sayıda bulunan ifade gücü zayıf cümlelerden rahatsızlık duymamı engelleyemedi. HEYECAN KAÇIRICI İFADELER İÇEREN ALAN Aslında arka planda bir yol hikayesi olan roman, anlatıcının sevgilisinin (Simone) hastalığının ilerlemesiyle birlikte çıkmaya karar verdiği yolculukta geçmişi anımsaması, Simone’ye hatırlayamayacağını ve daha kötüsü söylediklerini anlayamayacağını bilmesine rağmen anlatması temeline kurulu. Yani anlatıcı Simone’ye anlatırken bizde onunla birlikte dinliyoruz geçmişlerini. Simone’nin hastalığı bizi zorla ağlatmak, duygularımızı sömürmek için çekilmiş sayısı bir hayli fazla olan filmde işlenen bunamaydı. Yazarın bu kadar garantici ve sıradan davranmış olması beni hayal kırıklığına uğrattı açıkçası. Bu hastalık pençesine aldığı kişiden çok sevdiklerini bitiren bir hastalık olduğu için sürecin son derece romantik bir şekilde anlatılmasına imkan sağlıyor. Bu imkanı sonuna kadar kullanmış, yüreğimize seslenmeyi ilke edinmiş yazar romanında. Benim yüreğime seslenmeyi kısmen de olsa başardı. Benim için keyifli bir okumaydı. Herkese keyifli okumalar dilerim.
Sen Benim Hayatımsın
Sen Benim HayatımsınFerzan Özpetek · Can Yayınları · 2020672 okunma